Bitcoin’in Gerçek Değeri Nedir?
Bitcoin’in hikayesi, merkezi olmayan, kolay kullanımlı ve anonim bir para birimi olarak başladı. Bitcoin için tüm niyet ve amaç bir para birimi olmaktı.
Fakat bugün olduğu gibi, Bitcoin, kitleler tarafından kullanılamayacak kadar kararsız bir para birimi ve aynı zamanda para kazanmak için de başarısız bir araç.
Volatilite, para birimlerinde istenebilecek en son şeydir. Kuşkusuz bir diğeri de, bilinen nedenlerden ötürü, zaman alan para transfer süreleridir.
Aslına bakarsanız anlık işlem diye bir şey yoktur. Dijital işlemler bile çok kısa sürelerde olsa dahi zaman alır. Ancak bir para birimi söz konusu olduğunda ve özellikle de işlem süresinde hızlı fiyat dalgalanmaları mevcut değeri değiştirdiğinde zaman önemli bir sorun olur.
Bitcoin’deki volatilite hem perakendeciler hem de müşteriler için büyük problem oluşturuyor. Örneğin şu anda Bitcoin’i kabul eden birçok perakendeci olsa da, bazıları volatilite sebebiyle ödeme desteğini sonlandırıyor.
Bitcoin ödemelerini 2014 yılında desteklemeye başlayan büyük çaplı ilk ödeme sistemi şirketi Stripe, geçtiğimiz haftalarda Bitcoin ödeme desteğinin Nisan ayında sona ereceğini açıkladı.
Şirketten yapılan açılamada, “İşlem onay süreleri önemli ölçüde arttı; bu da fiat para birimleri cinsinden işlemlerin başarısızlık oranının artmasına neden oluyor. Bitcoin fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle transfer tamamlandığında yanlış miktarda işlem yapılmış olabiliyor” denildi.
Bitcoin’deki fiyat dalgalanmaları, günün sonunda bu dijital parayı perakendeciler ve tüketiciler tarafından tercih edilmek için kötü bir para birimi haline getiriyor. Tabi ki Bitcoin’deki bu dalgalanmalar gelecekte değişebilir. Fakat şimdilik, Bitcoin sağlam bir para birimi olmak için çok kararsız.
Bitcoin para olarak değerli değilse, niçin değerlidir?
Bitcoin’in hali hazırdaki değeri hakkında birçok farklı görüş var. Bazıları Bitcoin’in değerinin kendi temel teknolojisinde yattığını, bazıları hiçbir değerinin olmadığını, bazıları da bunun “yeni altın” olduğunu söylüyor.
Bunlar arasındaki en iyi yaklaşım, Bitcoin’in “yeni altın” olduğu görüşüdür. Zira birçok açıdan Bitcoin ve altının çok ortak noktası var, keza bazılarınca bu dijital paranın sürekli olarak altınla karşılaştırılması da bu temel ortak noktalara dayanıyor.
Altın ve Bitcoin sonsuz olmayan, sınırlı kaynaklardır. Ve her ikisi de otoritelerden bağımsız olarak para veyahut servet saklamak için kullanılabilen varlıklarıdır.
Ne altın ne de Bitcoin fiziksel olarak ödeme yapmak için kullanılmaz. Gündelik hayatta yemek siparişi verdiğinizde ya da giysi satın aldığınızda altın vererek ödeme yapamazsınız. Neredeyse Bitcoin için de bu durum geçerli. Söz gelimi, sınırlı hizmetler dışında, her ikisi de kitlelerin gündelik hayatta ödeme yapabilmeleri için çoğunlukla yararsızdır.
Şöyle düşünün. Nakit olarak satmaktan dışında, binlerce altınla ne yapabilirsiniz? Muhtemelen şu anda bir banka kasasında olacaktı. Peki binlerce Bitcoin ile ne yapabilirsiniz? Fiziksel olarak kasanıza koymanız bile imkânsız.
Ünlü yatırımcı Warren Buffett, 1998 yılında verdiği bir demeçte altın hakkında şunları söylüyor:
“Altını Afrika’da bir yerlerden kazıp çıkarıyoruz. Eriterek şekillendiriyoruz. Ardından başka bir çukur kazıp tekrar gömüyoruz. Başına gardiyanlar koyup koruyoruz. Yararsız bir şey. Mars’tan bakan biri, şaşkın şaşkın bizi seyrediyordur”
Bitcoin için de aynı şey söylenebilir. Bitcoin’i Çin’de ya da herhangi bir yerde elektrikle çıkarıyoruz. Ardından dijital olarak bir sunucuya depoluyoruz ve onu korumak için birçok önlem alıyoruz. Hiçbir yararı yok. Öyleyse Mars’tan bizi izleyen biri ne düşünüyor olabilir?
Altının değerini ne belirliyor?
Altının değerini neyin belirlediğine yönelik birçok görüş var. Bunlardan en önemlisi dünyada altın rezervlerinin son derece sınırlı düzeyde bulunuyor olmasıdır. Bu sınırlılık da altını daha adaletli ve az bulunabilir yapıyor ki, bu da altının değerini oluşturuyor.
Fakat en iyi bakış açısına göre, bu tamamen inanç ile ilgilidir. Altının değeri nihayetinde otoritelere olan güvensizlik ya da kontrol gücünün bir şekilde ciddi bir risk altında olması nedeniyle artmaktadır.
İnsanlar mevcut duruma karşı güvensizlik duyduklarında ya da herhangi bir sebepten parasal anlamda risk altında olduklarına inandığında, doğal olarak bağımsız sistemlere yönelirler.
Altın bağımsız bir para ve servet depolama sistemidir. Altının arzı veya değeri denetlenmez. Altın, her ne kadar bir yatırım aracı olarak düşünülse de, bir yatırım aracına kıyasla; bir güvence ve saklama aracıdır. Elinizdeki altını yıllarca saklasanız bile, fiziki olarak bir artış sağlamayacaktır fakat güvence sağlama konusunda benzeri yoktur. İşte nihai olarak bugün altının değerini belirleyen şey de budur.
Bitcoin de tıpkı altın gibi bağımsız bir para ve servet depolama sistemidir. Bitcoin’in arzını veya değerini kontrol eden bir otorite yoktur. Hatta Bitcoin’in esaslı destekçilerine sorarsanız, onun en değerli özelliklerinden birinin bağımsızlık olduğunu söyleyeceklerdir.
İnsanlar güvensizlik duyduklarında ve/veya kontrol gücünün bir şekilde risk altına girdiğini düşündüklerinde, altının yanı sıra Bitcoin’e de yönelmeye başlayabilirler. Bu da Bitcoin fiyatlarını artırır.
Ama tabi ki Bitcoin altın yerine geçecek bir şey değil. Altın, stratejik bir parasal varlık olarak yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişe sahip ve halen çok kullanışlı.
Ancak Bitcoin’in, altının yanında kalacağına inanmak için pek çok geçerli neden var. İşte belki bir sonraki Brexit, para birimi çöküşü veya büyük çaplı jeopolitik gerilimler gibi büyük sorunların, Bitcoin ve altın için önemli fiyat artışları getirdiğini görebiliriz.
Özetle, altın bugün neden taşıyorsa, Bitcoin’de aynı ortak nedenlerden ötürü değer taşıyor.