2020 Yılı ve Sonrası İçin Ortadoğu

Herkesin bildiği gibi Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomisinde inşaat sektörü büyük bir yer kaplamakta. Ekonomideki büyüme ile inşaat sektöründeki büyümeyi kıyasladığımızda eş güdümlü değerler elde ediyoruz. Özellikle İstanbul gibi büyük metropolit şehirlerdeki kentsel dönüşüm adı altında yapılan faaliyetler, ülkenin ekonomisinin iyice inşaat sektörüne dayanmış olmasına imkan sağlıyor. Ne yazık ki tarım ve sanayi adına yatırım yapmaktansa gelişmekte olan ülkeler daha çok inşaat sektörüne yoğunlaşmış durumda.

Ancak böyle bir büyüme tabi ki kendiliğinden olmuyor. Devletlerin kendi bütçelerine göre ve ülkelerinin gelir kaynaklarına göre belirlemiş oldukları ekonomi planlarıyla bağlantılı olarak böyle bir büyümenin oluşması için doğru insanlarla çalışmak ve doğru hamleleri de yapabilmek çok önemli.

Günümüzde Ortadoğu denilince aklımıza Dubai, Katar gibi ülkeler geliyor. Özellikle Türk inşaat firmalarının da rağbet etmiş olduğu bir bölge burası. Ve şu anda uluslararası alanda bakılacak olursa Türk nüfusunun yoğun olduğu bir alan diyebiliriz burası için.

Peki bu ülkeler neden bir anda gözde ülkeler haline geldi?

Tabi ki aklımıza gelen ilk cevaplardan biri petrol açısından zengin ülke olmaları. Elbette ki bunların da etkisi var ancak tüm bunların tabanında 80’li yıllarda yapılmış olan ekonomik kalkınma planları yer almakta. Ve bu kalkınma planları aşağı yukarı 30 ile 40 yıl arasında değişmekte.

Yaklaşık 3 yıl evvel bir ekonomi dergisinde okuduğum habere göre Ortadoğu’daki kalkındırma yapılacak yeni ülkenin Kuveyt olduğu söyleniyordu. O dönemlerde herkesin bundan haberinin olmadığı ve Kuveyt hükümetinin Türk inşaatçılardan destek beklediği de haberin detaylarında yer alıyordu.

Peki neden Kuveyt?

Herkesin bildiği gibi Ortadoğu ülkelerinin gelirleri petrol nedeniyle ziyadesi ile yüksek. Refah seviyesi yüksek olmasına karşın koskoca bir tüketim toplumu olmuş durumdalar. Yani halk, elde ettiği o yüksek gelirleri yatırım dahi yapmaktansa sadece giyime, lüks eşyalara ve gıdaya harcıyor. Çünkü eğitim seviyesi ziyadesiyle düşük. Halkın eğitim seviyesi düşük olunca da ülke altyapısal olarak gelişemiyor. Hükümet bu sebeple ülkesine hastane, üniversite, yol inşa edecek kişileri arıyor.

Okuduğum o haberde Kuveyt hükümetinin artık bu duruma bir çare bulmak istediği belirtilmiş, hükümetin 2020 ve sonrasında bu planın devreye girmesi için çalışmalar başlattığını ve hatırı sayılır miktarda da büyük bir bütçe ayırdığı belirtiliyordu.

İş dünyasında olanlar bilir. Hep şöyle bir söylem vardır. “Zaten Dubai’ye 2020’den sonra tek bir çivi dahi çakılmayacakmış.” derler. Gidip görenlerden ve yaptığım araştırmalardan elde edindiğim bilgilere göre inanılmaz bir iş istihdamı mevcut. Tatil diye gidip bir gün boyunca şirketleri gezerek CV’nizi bırakmanız kafi. Tek istenen özellik iyi derecede İngilizce biliyor olmak ve daha öncesinde iyi bir yerde iş tecrübesi yapmış olmanız. Ayrıca yeni mezun kişilere de ziyadesiyle açık bir iş anlayışına sahipler.

Gelirinizin yüksek olduğu ve çalışma koşullarınızın rahat olduğu bir ortamda işinizi en iyi şekilde yapmamanız için pek de bir sebep yok. Zira farklı bir kültür diye endişelenenler için de önerim şu olacak ki, birçok farklı milletten insanın ekonomiyi kalkındırmak için orda bulunduğu düşünülecek olursa yabancılık çekmeyecekleri aşikar.

Kuveyt ile Türkiye arasında vize şartı olsa da Kuveyt hükümeti olabildiğince ülkesinde yatırım yapması için Türk iş adamlarını ve girişimcileri davet ediyor ve destekliyor.

Anlaşılan o ki içinde bulunduğumuz 2000’li yıllarda Ortadoğu elindeki kaynakları kullanarak ve insanlara bunları sunarak ekonomisini ve alt yapısını geliştirmek için sürekli girişimlerde bulunacak.

Eğer ki yurtdışına açılmak istiyor yahut Ortadoğu’ya dair bir ilginiz var ise geleceğin yükselen trendi olacak olan Kuveyt düşüneceğiniz ilk yerlerden biri olmalı.