Ambargo Sonrası İran Ekonomisi
Herkesin bildiği gibi İran çok köklü bir tarihsel birikiminin yanında dünya ekonomisinde de çok güçlü olabilecek konumdaki bir ülke. Özellikle zengin petrol kaynakları ülkenin ekonomisini dünya devi yapabilecek boyutta. Öyle ki, dünya petrol rezervleri açısından İran, dördüncü sırada yer almaktadır.
Ancak, 1979 yılındaki İslam Devrimi’nden ve 1980’li yıllardan sonra gelişen olaylar zinciri İran’da çeşitli ambargoların uygulanmasına sebep oldu. Ve bu ambargolar 35 yıl boyunca devam etti, ta ki geçtiğimiz Ocak ayına kadar.
Peki, neydi İran’daki bu ambargo?
Özellikle 1980 yılında bir grup üniversite öğrencisinin Tahran’da Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği’ni basarak 66 kişiyi rehin alması ile ortaya çıkan “rehine krizi” sonucunda bu süreç başladı.
İran Merkez Bankası’nın gelirlerine el konuldu. İran Hükümeti’nin yaklaşık 100 milyar dolarlık varlığı donduruldu. Yabancı sermayeli şirketlerin İran’da yatırım yapması yasaklanırken tüm bunların yanında İran vatandaşları dahi yurtdışından para transferi yapamaz hale geldi. Ülke ekonomik ve teknolojik olarak gerilemeye başladı. Belirtilen kaynaklara göre motorlu taşıt kullanımı yüzde elli gerilerken, İran’ın tüm uçakları eskidi ve sıklıkla uçak kazaları yaşanmaya başlandı. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere uluslar arası birçok toplum da İran hükümetine yaptırımlar uyguladı.
Son dönemlerde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, müjdeli haberi verdi. Ruhani, Viyana’da yapılan anlaşmaya göre yaklaşık 35 yıldır uygulanan ambargoların kaldırılacağını belirtirken, petro-kimya, değerli madenler, bankacılık, taşımacılık, sigortacılık faaliyetleri gibi ekonominin hemen hemen tüm alanlarında ambargoların kaldırılacağını ifade etti. Tüm bu açıklamalar ise yatırımcıları heyecanlandırdı.
Ambargolar kalktıktan sonra ne olacak?
İran’daki ambargolar kalktıktan sonraki dönemde herkesi bir merak sardı. İran’ın bu süreçte kaybetmiş olduğu milyonlarca doların yanında yeniden aktif hale gelen yaklaşık 100 milyar dolarlık bir varlığı söz konusu. Bu da ülkenin kalkınması için çok büyük bir miktar.
Geçtiğimiz haftalarda okuduğum bir habere göre, her Ortadoğu ülkesinde olduğu gibi burada da öncelik, ilk olarak inşaat sektörüne verilecek. Kuveyt ile ilgili yazmış olduğum yazımda da belirttiğim gibi, petrol açısından zengin bir ülke olan İran’ın önceliği alt yapı harcamalarına vermesi, ülkeye yol, hastane, okul ve ev gibi birçok temel yapı inşa edilmesi bu süreç dahilinde öncelikli olacaktır. Tüm bunların dışında özellikle Tahran’a da turizm açısından bir canlılık getirilmesi doğal güzelliklerin korunması gibi konularda da ayrı bir çalışma yapılacağı belirtilmiş durumda.
Özellikle komşu ülke olmamız ve Türk ekonomisinin de daha çok inşaat sektörüne dayanmış olması nedeniyle Tahran açısından büyük otellerin ve yine büyük yapıların inşa edilmesi söz konusu olabilecektir. Büyük çoğunluğu Müslüman kesimden oluşan ülkemizin de tekstil sektörü açısından İran’a büyük ve güzel yatırımlar gerçekleştirmesi ayrıca mümkün.
Dünya genelinde ise 100 milyar doların aktif hale gelmesi ve enerji açısından zengin bir ülke olan İran’daki ambargoların kaldırılması ile enerji şirketleri özellikle Tahran’da yatırım yapabilmek için harekete geçmiş durumda. Ayrıca küresel bankacılık sistemine geri dönülmesi de heyecan oluşturan gelişmeler arasında.
Teknolojik gelişmeler açısından da ambargodan nasibini almış olan İran, bu alanda da yatırımları ülkesine kabul etmeye başlayacak. Özelikle ekonominin hızla büyümesi ve gelişen teknoloji sayesinde sosyal medya alanına da yatırımların yapılması pek tabii mümkün görünmektedir.
Kısaca toparlarsam, kendini 35 yıl boyunca dünyadaki tüm ekonomik ve kültürel gelişmelere kapamış olan bir devletin uygulanan ambargoları kaldırması tabiri caizse yeni pazar yeri arayışında olan yatırımcıların İran’ı yeni doğmuş bir çocuk gibi görmelerine engel değil. Zira sosyal medyanın bile nasibini almış olduğu bu yasakların kaldırılmasının ardından hem İran vatandaşları hem Ortadoğu kültürünü tanımayı seven turistleri hem de yeni yatırımcıları tüm bu gerçekleşen olumlu kararlar ziyadesiyle memnun edecektir. Çünkü bu durum ülkenin ekonomik anlamdaki her faaliyetini yeniden canlandıracak ve yatırımcılara yeni pazarlar ve müşteri portföyü kazandıracaktır.
Önümüzdeki bu dört ya da beş yıl sonrasında Kuveyt’e yeni yatırımlar yapılacağını belirtmiştim, bakalım önümüzdeki bu süreçte İran bu durumdan ne kadar fazla etkilenecek ve dünyadaki tüm gelişmiş ve bizim de içinde olduğumuz Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomisini bu durum nasıl etkileyecek? Dilerim ki bu süreç tüm dünya ülkeleri açısından olabildiğince verimli ve güzel olur.
Ayırca, günün sonunda İran ambargosu hakkında ya da İran’ın kültürel yaşamı hakkında bir şeyler izlemek isterseniz Operasyon Argo ve Taxi Tahran isimli filmleri izlemenizi tavsiye ederim.