Davranışsal İktisat Nedir? Davranışsal İktisadın 5 Temel İlkesi
Ekonominin bir zaafı bulunur. Yakın zamana dek bir çok ekonomist bu zaafı görmezden geldi veya eleştirdi. Amma velakin bu zaaf, ekonomistlerin yüzyıllar boyunca yaptıkları yanlışların bir sorumlusu olarak görülebilir. Bu, insanların rasyonel olduklarına yönelik hatalı bir varsayımdır.
Deneyimlerimiz ve tecrübelerimiz, insanların her daim mantıklı davranmıyor olmalarını gözler önüne seriyor. Örneğin, obez bir kişi, mantıklı olsa sağlığının tehlike altına girdiğini kabul ederek diyet yapmaya başlar ve sağlıklı beslenmeye gayret gösterirdi.
Bununla beraber, eğer gerçekten mantıklı olsaydık, sıklıkla karşılaştığımız bir alana bir bedava gibi promosyonlara kanıyor olmazdık. Öyle ki maaşlarımızı başkaları ile karşılaştırmak yerine tamamen mutlak seviyesine göre değerlendiriyor olurduk.
Elbette tüm bu mantıksızlık örneklerine rağmen, standart neoklasik iktisat ekonomi insanların sınırsız bir irrasyonellik, irade ve bencillik ile hareket ettiği varsayımına dayanır. Bu varsayım, ünlü ekonomist Adam Smith’e ait görünmez el teorisinin özüdür.
Smith’e ait görünmez el teorisine göre, bencil rasyonel davranışlar toplumda daha müreffeh bir toplumu ortaya çıkarır. Ekonomistlerin görmek istedikleri bu tipik rasyonel adama ekonomik insan ismi verilmiştir.
Ancak tabii ki yine de gerçekte insanlar duygularıyla aksiyon almayı tercih eder. Bu duygulara aşk, kıskançlık, acı ve heyecanı örnek olarak gösterebiliriz. İşte bu da insanların duygusal davranmasına sebep olur. Bu yayında, davranışsal iktisat ve bir diğer yaygın ismi ile davranışsal ekonomi nedir ve bunun temel ilkeleri nelerdir gibi birtakım konular üzerinde duracağız.
İçindekiler
Davranışsal İktisat Nedir?
Davranışsal iktisat, insanların hangi koşullarda ve neden mantıksız davrandıklarını inceleyen bir alandır. Davranışsal iktisat, ayrıca yaygın olarak davranışsal ekonomi olarak da bilinir ve tanımlanabilir.
Davranışsal iktisat alanı, birçok akademik çalışmalar arasında hiç olmadığı kadar heyecanlı ve yeni bir daldır. Öyle ki bu alan hem psikolojiyi hem de ekonomiyi bir çatı altında inceler.
Davranışsal ekonomi olarak da yaygın olarak bilinen davranışsal iktisat, ilginç bir çalışma alanı olmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik politikalarda oldukça önemli bir rol oynamaya da başlar.
Beynin ve zihnin nasıl çalışıp düşündüğünü idrak etmeye çalışan davranışsal ekonomistler, insanların davranışlarının sebepleri hususunda da göz ardı edilemeyecek bilgi sahibi olurlar.
Davranışsal İktisadın En Temel 5 İlkesi
Davranış iktisat kavramını tam olarak anlamak için bu alanın ifade ettiği birtakım temel ilkelerini bilmek mutlak suretle şarttır. Bu anlamda, konuyu daha iyi idrak etmek için davranışsal iktisadın en temel beş ilkesini mutlaka bilmek gerekiyor.
Öyleyse davranış iktisat alanının üzerinde durduğu en temel beş ilkesine bir bakalım:
1 – İnsanlar ahlak ve değer yargıları ile hareket etme eğiliminde olurlar. Çoğu zaman daha çok kar elde edecek biçimde değil de bunun aksine doğru olduklarına inandıkları şekilde aksiyon alırlar.
2 – İnsanlar, paranın dahil olduğu veya olmadığı hallerde oldukça farklı yargılar uygularlar. Sosyal ve piyasa bağlamlarını ayrıştırırlar. Amma velakin neoklasik ekonomistlere göre mesela bir arkadaşınıza hediye için 10 liralık bir kitap vermekle 10 lira vermek arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
3 – Ayrıca insanlar, kendi deyim, tecrübeleri ve diğer insanların deneyimlerinin toplamıdır. Çoğu zaman kendi kişisel yargılarına kıyasla başka insanların kararlarını göz önüne alıp onlarda kararlarını bunlara göre verirler.
4 – İnsanlar, en uygun davranışı bulmak adına kendilerini sorgulamaya kıyasla alışkanlıklarına ve önceki tecrübelerine göre hareket etme eğiliminde olurlar. Genellikle de bunun önüne çok da kolay bir şekilde geçemezler.
5 – İnsanlar finansal yatırımda irrasyonel davranırlar. Örneğin yakın dönemde yaşanan olayları göz önüne aldıklarında bu olaylara, uzun vadeden çok daha fazla önem verirler. Bu da ihtimalleri doğru bir şekilde hesaplamamalarına sebep olur.
Benzer şekilde kazanç kaybı ile karşı karşıya kaldıklarında doğru tepkileri veremezler. Öte yandan yatırımlardan vaz geçmeleri pek kolay olmaz zira güçlü sahiplenme duyguları ile hareket ederler.
Davranışsal İktisat Öncülerinin Görüşleri Nelerdir?
Davranış iktisadın öncüleri arasında yer alan önemli isimleri arasında yer alan psikolog Amos Tversky ve Daniel Kahneman’ın görüşleri bu anlamda oldukça önemlidir.
Hem Tversky hem de Kahneman, 1970 yılında beynin bilgiyi nasıl işlediğine dair teoriler geliştirerek, bunu ekonomik modeller ile karşılaştırma yoluna gitmişlerdir.
Bu ikili kıyaslama yaptıkları çalışmalarında insanların belirsizlik ile karşılaştıklarına ne rayonel ne de rastgele davrandıklarını, lakin yine de öngörülebilir biçimlerde davrandıklarını tespit ettiler. Çoğu zaman insanlar birtakım kısayolları kullanırlar. Tversky ve Kahneman bu kısayolları bulgusal olarak tanımlar.
Bu psikologlara göre bunlar deneyim ya da çevre tarafından şekillendirilir. Tversky ve Kahneman’a göre örneğin, ateşte elini yakan biri gelecekte ateşe yaklaşırken daha da dikkatli olacaktır.
Davranışsal İktisat Örneklerine Bakış
MIT’den davranışsal ekonomist Dan Ariely tarafından yakın zamanda yeni bir örnek ortaya konuldu. Ariely, öğrencilerinden önce, sosyal güvenlik numaralarını, ardından da bir şişe şaraba en fazla kaç para ödeyeceklerini bir kağıda yazmalarını istedi.
Ariely’nin talebi üzerine öğrencilerin ödeyecekleri miktar, sosyal güvenlik numaralarına bağlıdır zira düşük numaralar daha az, yüksek rakamlılar ise daha çok ödeyeceklerini yazar. Bu olgu çıpalama olarak da adlandırılır ve çerçeveleme olgusu gibi, piyasada fiyatın, arz ve talebin bir işlevi olduğu görüşünü alaşağı eder.
Davranışsal iktisat alanındaki en yeni gelişmeler, modern MR teknolojisinden istifade ederek bireylerin beyinlerini tarar ve gözlemlenen değişimleri ekonomik kararlarla özdeşleştirir.
Buna ek olarak, nöroekonomi alanından ilginç bir tespite göre, bir satıcı bir aşağılayıcı bir fiyat teklifi aldığında, beynin tepki veren bölümü, insanların kötü bir resim veyahut berbat bir koku gördüklerinde tepki veren bölümüyle de aynıdır.
Davranışsal İktisat ve Dürtme Ekonomisi
Bütün bu hususlar göz önüne alındığında, bu durumda insanlar her daim kendi çıkarını düşünerek karar almaz. Bunun farkına varmak, ekonomi için ciddi sonuçları beraberinde getirir. Zira birçok ekonomik model bu temel varsayıma dayanır.
Örneğin, ekonomistler çoğu zaman, insanların hayatları süresince emeklilik için para birimi yapacaklarını zira bunun kendi çıkarlarına olduğunu varsayar. İnsanların altından kalmayacaklarından çok borç alamayacakları da varsayılır ama davranışsal iktisat alanına göre, kendi çıkarlarımızı düşünerek değil de genellikle sezgisel kararlar ile borç alırız.
İşte bu sebepten ötürü de insanların kendi istekleriyle doğru tercihlerde bulunmalarını beklemek yerine, finansal durumlarını iyileştirmek veya tasarruf etmek gibi birtakım kararlar almaları adına onları dürtmek şart olur.
Bu husus, bazılarının dürtme ekonomi olarak isimlendirdikleri politikaları ortaya çıkarır. Ortaya çıkan bu tür politikalar davranışsal iktisat alanını pratiğe geçirmeyi amaç edinir. Örneğin, bazıları insanların, seçim hakları ellerinden alınmadan, kibarca olumlu, belirli bir yöne doğru itelenmeleri gerektiği fikrini savunur.
Yine buna en iyi örneklerden biri, çalışan insanları otomatik bir şekilde emeklilik planlarına dahil edip, talep etmiyorlarsa da plandan çıkma hakkı tanınmasıdır. Bilindiği gibi ülkemizde bireysel emeklilik sistemi ile bu uygulama gerçekleştirilmektedir.