Kalaallit’lerin Ülkesi Olarak Bilinen Grönland’ın Ekonomisine Kısa Bir Bakış
Dünya’nın en büyük adası olan Grönland Atlantik Okyanusu’nun kuzeyinde yer alan buzullarla kaplı soğuk bir ülke. Adanın yüzde 81’i tamamen buzullardan oluşuyor. İdari olarak Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge statüsüne sahip olan Grönland’ın resmi para birimi Danimarka Kronu.
Nüfusun büyük çoğunluğunu Grönlandlılar ve Eskimoların oluşturduğu ada ülkesinde nüfus 56 bin dolaylarında seyrediyor. Ülkede Grönlandca (Kalaallisut) dili konuşuluyor. Yerli halkın kullandığı Kalaallisut dilinde ülke adı “Kalaallit’lerin ülkesi” anlamına gelen Kalaallit Nunaat olarak ifade ediliyor. Grönland adı da Dancada “Yeşil Ülke” anlamına geliyor.
Grönland’ın ekonomisi balık ve karides ticaretine bağlı ve ülke Danimarka’dan ciddi sübvansiyonlar alıyor. Balık ürünleri ülke ihracatının yüzde 90’ını oluşturuyor ve haliyle bu durum ekonomide sert dalgalanmalara neden oluyor. Ülke 2017 yılında Danimarka’dan tam 535 milyon dolar yardım aldı; bu rakam hükümet gelirinin yüzde 50’sinden ve ülke GSYH’sinin yüzde 25’inden fazla.
Grönland ekonomisi son yıllarda ciddi bir düşüş yaşıyor. Ekonomi 2012 – 2014 yılları arasında durgun geçmiş, 2015’te yüzde 1.7, 2016’da ise yüzde 7.7 büyümüştü. Büyümenin en büyük nedeni ülkenin en önemli ihracat malzemesi olan karidesin kotasındaki artış ve özellikle başken Nuuk’ta artan inşaat sektörüne yönelik faaliyetler olmuştu.
Özel tüketim malları ve turizm de GSYH’ye önceki yıllardan daha fazla katkı yapmaktaydı. Ülkenin turizm gelirleri 2015 ve 2016 yıllarında Grönland’ın batı ve güney sularında yaz aylarında artan gezi teknesi sayısının artmasına paralel olarak yüzde 20 oranında büyümüştü.
Devletin ve belediyelerin sahip olduğu girişimler başta olmak üzere kamu sektörü Grönland ekonomisinde önemli bir rol oynuyor. Geçen on yılda Grönland’ın özerk yönetimi tutucu mali ve parasal politikalara yöneldi fakat daha iyi okullar, sağlık hizmetleri ve emeklilik sistemeleri için halktan gelen baskılar arttı.
2014’te ve 2016’da hükümet bütçe açığı verse de ülkenin borcu GSYH’nin yüzde 5’i gibi düşük bir rakamda kaldı. 2017 – 2020 arası için hükümet yeni bir bütçe planlıyor.
Ada hükümetinin önünde kalifiye eleman azlığı, coğrafi ayrımlar, endüstri çeşitliliğinin azlığı, devlet bütçesinin uzun vadede sürdürülebilir olmaması ve göç nedeniyle azalan nüfus gibi büyük sorunlar var. Petrol fiyatlarının düşmesiyle hidrokarbon keşif çalışmaları da ülkede rafa kaldırıldı.
Ülkenin en önemli kaynağı olan nadir toprak mineralleri, uranyum ve demir cevherine yatırım yapılması teklif edilse de altyapı zayıflığı bu konuda atılan adımları şimdilik sekteye uğratıyor.