Komünizm ile Sosyalizm arasındaki fark nedir?
Komünizm ve sosyalizm, eşitliği destekleyen ve sosyal sınıfları ortadan kaldırmayı amaçlayan ekonomik-politik yapılanmalardır. Bu iki terim çoğu zaman birbirlerinin yerine kullanılır, fakat aslında birbirlerinden çok farklı şeylerdir.
Sosyalizm ve komünizm teorik olarak çok çekicidirler; herkes kendi üstüne düşeni yapar ve tüm toplum, hep beraber toplumun iyiliği için çalışır. Bu iki görüş de tüm toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen üretim planları yapar. Bu görüşler zamanında bazı ülkelerin denediği ütopik ekonomi yapılarıdır fakat bu denemelerin hepsi ya başarısız olmuş, ya da yapılacak reformları imkansız kılacak şekilde diktatörlüklere evrilmişlerdir.
Komünist bir toplumda her şey işçi sınıfına aittir ve toplumun her bireyi aynı toplumsal amaç uğruna çalışır. Bu düzende fakir veya zengin yoktur. Bunun yerine herkes eşittir. Mal, toplumun üreterek ortaya koydukları çalışma miktarına veya emeğe göre değil, ihtiyaca göre dağıtılır. İşçilerin her ihtiyacının toplum tarafından karşılanması hedeflenir ve ihtiyaç olandan fazlasına gerek yoktur. Örneğin bir işçi fazladan mesai yaparsa bunun hiçbir getirisi olmaz ve üretim minimum seviyede etkilenir. İşçi, fazladan harcadığı emek karşılığında normalde ne alıyorsa yine onu alacaktır. Tam da bu yüzden bu tür ekonomi uygulamaları sık sık üretim azlığına, toplu fakirliğe ve az gelişmişliğe neden olmaktadır. Bunun bir örneği de Sovyetler Birliğidir. 80’li yıllarda ülkede fakirlik çok yaygındı; bu yüzden çıkan isyanlar ve devrimler sonucunda ise ülke dağıldı.
Sosyalizm bazı konularda komünizme benzer fakat daha az uçlardadır. Sosyalizmde de hedef komünizm gibi eşitliktir. Sosyalizmde üretim araçlarının ve tesislerinin sahipliği işçi sınıfında değil, yine tüm toplumun faydasına kullanılması şartıyla devletin elindedir. Bunun yerine işçilere ücret ödenir ve işçiler paralarını istedikleri şeye harcamakta özgürdürler. Her işçiye temel ihtiyaçları devlet tarafından sağlanır, bu sayede işçi temel ihtiyaçları konusunda kaygı duymadan üretim yapabilir. Fakat bu sistemde de üretim sınırlıdır çünkü daha fazlasını başarma dürtüsü yoktur. Gelir getiren bir işletme sahibi olma yetisi gibi başarıyı güdüleyen şeyler olmadığı için işçiler içgüdüsel olarak bu isteği bastırırlar.
Hem komünizm hem de sosyalizm özel mülkiyetin yokluğunu ve sınıf eşitliğini savundukları için Kapitalizmin tam zıttı görüşlerdir. Kapitalizmde fazla emeğin karşılığı hiçbir engele takılı kalmadan doğal olarak verilir. Fazla üretim sonucunda ortaya çıkan fazla ürün kimseye dağıtılma zorunluluğu olmadan mal sahibinin elinde kalır. Kapitalist düzen rekabete teşvik eder, bunun sonucunda da sonsuz gelişme fırsatı vardır.
Günümüz dünyasında Türkiye gibi birçok ülke sosyalizmin belirli parçalarını kendi ekonomik ve sosyal politikalarında kullanmaktadırlar. Örneğin Birleşik Krallık’ta piyasa serbestliği vardır ve işçiler emeklerine oranla mümkün olduğunca çok kazanabilirler. Fakat diğer yandan sağlık gibi temel hizmetler devlet tarafından emeğinin fazlalığına bakılmaksızın herkese sağlanır. ABD’de uygulanan gıda pulu gibi refah programları da kapitalist toplumların uyguladığı sosyalist politikalara örnektir.