Bir Avuç Ülke: Lihtenştayn ve Ekonomisi
Orta Avrupa’da yer alan 160 km²’lik yüzölçümüne sahip Lihtenştayn (Liechtenstein), işsizlik oranının %2 gibi oldukça düşük, ekonominin ise güçlü olduğu dünyanın en küçük ülkelerinden biridir.
60 yıl önce yalnızca tarım yapılabilen ve her açıdan izole olmuş bu ülkede bugün altyapı, sanayi ve hizmet sektörü özellikle Doğu Avrupa ülkelerine nazaran çok daha fazla gelişmiştir. Yıllar boyunca kendini her anlanda geliştiren ülke günümüzde modern ve yenilikçi olmasıyla ön plana çıkmaktadır.
Yaklaşık 35 bin nüfuslu ülkede yerleşik olarak yaşayanların %35’inden fazlasını yabancılar oluşturmaktadır. Ülkede fiziki olarak arasında kalmış olduğu İsviçre ve Avusturya ülke vatandaşlarının yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da çalışmaktadır. Hatta yerleşik olmasalar bile sınır yakınlığından dolayı Avusturya ve İsviçre’de yaşadığı halde işten işe Lihtenştayn’a giderek çalışan yabancıların sayısı da oldukça fazladır.
Lihtenştayn’da başlangıçta yalnızca tarım ve tekstil sektörü ülke ekonomisini desteklerken, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ülkede altyapının da gelişmesiyle sanayi ve hizmet sektörü büyük gelişme kat etmiştir. Elbette Lihtenştayn ekonomisini büyük ölçüde değiştiren Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA), Avrupa Ekonomik Alanı (EEA), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) katılımlarını ve sınır komşularıyla yaptığı gümrük ticareti işbirliklerinin etkisini de unutmamak gerekiyor.

Lihtenştayn günümüzde dünya çapında çoğunlukla finans merkezi olarak anılsa da ülke ekonomisine en büyük katkı üretim sektöründen geliyor. Sanayi sektörü ülke gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) %40’ını oluşturuyor. Ülkenin en büyük ekonomik sektörü olmasa bile finansal hizmetler alanı da ülkenin GSYİH’nın %24’ünü oluşturmakta ve bu alan ülke ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır. Son güncel rakamlara göre Lihtenştayn’da 17 banka, 401 servet yönetim şirketi, 47 sigorta şirketi, 27 fon yönetim şirketi ve 163 yatırım şirketi bulunmaktadır. Bu sebeple de Lihtenştayn dünya genelinde finansal hizmetler ve finans merkezi olarak anılmaya devam etmektedir.
Ülke oldukça sınırlı doğal kaynaklara sahip olması nedeniyle komşusu olduğu ülkelerden pek çok ürün ve ham madde ithal etmektedir. Örneğin, ülke elektriğin de %85’ini dışarıdan ithal ediyor.
Lihtenştayn’da buğday, arpa, mısır, patates, süt ürünleri, çeşitli hayvancılık ürünleri ve şarap üretimi oldukça yaygın bir şekilde yapılıyor. Diğer yandan tarihi alanlar ve turizm de ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor. Her yıl turistler ülkenin presinin yaşadığı Vaduz Kalesi başta olmak üzere Lihtenştayn Şehir Merkezi, Lihtenştayn Ulusal Müzesi ve Malbun şehrinde yer alan kayak merkezlerini ziyaret ediyor.
Ulusal para birimi olarak İsviçre Frangı kullanan ülke 1898 yılından 1921 yılına kadar Lihtenştayn Kronu’nu kullanıyordu.
Resmi dili Almanca olan ve anayasal monarşiyle yönetilen Lihtenştayn, Avrupa Birliği ile ilgili ortak pazar gibi birçok ekonomik ve yasal düzenlemeye katılım göstermiş olsa da Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında yer almamaktadır.