Petrol Biterse Karşı Karşıya Kalacağımız 21 Durum
Günlük hayatımızda kullanım olarak fazla bir alana yayılmadığını düşündüğümüz petrol, rezervlerin dünyada tamamen tükenmesi durumuyla karşı karşıya ve petrolün bitmesi halinde bizi nelerin beklediğine dair aslında birçoğumuzun fikri ne yazık ki tam anlamıyla yoktur.
“Petrol 30 içerisinde tükenecekmiş”, “Petrolün bitmesine 50 yıl kaldı”, “Petrol rezervleri tükeniyor” gibi cümleleri son on yıl içerisinde sürekli ve daha da fazla duymaya başladık. Bu söylemler doğru ya da yanlış olabilir, belki gelişen teknoloji ile birlikte bu otuz ya da elli yıl diye biçilen süre de uzatılabilir. Ancak eninde sonunda petrol rezervlerinin tükenmesiyle karşı karşıya kalacağımız da kuşkusuz ki gerçektir. Her geçen gün biraz daha teknolojinin geliştiği, sanayileşmenin hız kazandığı, medikal ve diğer alanlarda gelişmelerin yaşanmış olduğu bir dünyada sınırlı rezerve sahip petrolün daha hızla tükenmemesi için hiçbir neden yoktur.
Her birimiz gündelik hayatımıza baktığımızda petrolün ilk olarak ulaşımda kullanıldığını düşünürüz. Ancak büyük resme baktığımızda dünyada petrol nedeniyle devletlerin arasında büyük bir mücadele verildiğini görmemiz çok da zor olmayacaktır. Sonuç itibarıyla elde edilebilmesi karşılığında gerekiyorsa dünyada insanların katledildiği bir madenden bahsediyoruz. Peki, sadece ulaşım ya da onun dışındaki birkaç sanayide de kullanılması muhtemel diye düşündüğümüz petrol için bu savaşların yaşanması ne kadar mantıklı? Büyük ekonomi ve üretim için değer arz ettiği için devletlerce ne yazık ki mantıklı!
Aslında petrolün kullanım alanı düşündüğümüz kadar sınırlı değildir. Diş macunundan polyestere, plastik ürünlerden asfalta, medikal sağlık ürünlerinden ulaşım araçlarına kadar binlerce sektör için petrolden yararlanılır. Resme bu kadar genişten bakmaya başladıkça dünya tarihimize baktığımızda yaşananların herkes tarafından ‘kendilerince’ haklı bir sebebe dayandığı su götürmez bir gerçek. Devletler, ne kadar fazla rezerve sahip olurlarsa, o kadar ucuz petrol, o kadar fazla ve ucuz üretim, bir o kadar da güçlü bir ekonomi dolayısıyla da güce ulaşıyorlar. İşte bir insanın yaşamından daha değerli olabilecek bir varil petrol için savaşın birkaç nedeni…
1973 yılında Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri (OPEC) petrol üretimini düşürmüş, Amerika Birleşik Devletleri ve Hollanda o dönemde yaşanan bir savaşta İsrail’e destek verdiği için OPEC bu ülkelere petrol ambargosu uygulamıştır. Bu dönemde OPEC petrol üretimini azaltmasına karşılık bir de petrol fiyatlarını yükseltmiş, ekonomisi sanayi ile gelişen ülkelerden, bu kuruluşun bağlı olduğu ülkelere giren kaynakları arttırmayı hedeflemiştir. Bu kriz 1929 krizinden sonraki en etkili krizlerden biri haline gelmiştir. Üretim sınırlandırılmış, petrol fiyatları ise sınırsız bir şekilde artmaya başlamıştır. Tüm bunların neticesinde ise hemen hemen 1980’li yılların sonlarına kadar yüksek enflasyon sebebi ile ekonomik durgunluk ülkelerin başlıca sorunları haline gelmiştir.
Kısa süreli olan ve her şeye rağmen bir şekilde yüksek fiyatlar üzerinden olsa bile petrol ticaretinin yapılabildiği dönemlerde dahi ekonomi bu kadar fazla etkilenmişken, petrol rezervlerinin dünyada tükenmesi ile birlikte nelerin yaşanacağını tahmin etmek çok da zor değil. İlk bakışta petrolün bitmesi ürkütücü bir tablo çizilecek olsa da ilerleyen dönemlerde bu durumun aslında dünya için iyi bir düşünce olduğu fikrine bile kapılabilirsiniz.
Bugün modern hayatımıza devam etmemizi sağlayan petrolü yaklaşık 150 yıldır yerin altından çıkarıyoruz. Hem ekonomik hem de her alanda kullandığımız çok amaçlı bu yakıt bittiğinde çok uzun vadede daha çok olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacağız. Petrolün bitmesiyle karşılaşacağımız her bir durumun zincirleme bir sonucu olacak.
Peki, petrol biterse ne olacak, bizi neler bekliyor:
İçindekiler
1. Kalan petrol mevcut değerinin çok üstünde satılacak
Petrol rezervleri bir gün içerisinde tükenmeyecek, yavaşça zamanla tükenecek. Petrolün tükenmeye başlamasıyla birlikte mevcut değeri, mevcut yüksek talebe oranla daha fazla artacak. Diğer yandan ülkelerin ve petrol şirketlerinin stokladığı variller değerinin çok üstünde alıcı bulacak. Önce rezervlerin sonra da stokların tükenmesi fiyatların artışı dışında her anlamda yakıt bulma sıkıntısını da beraberinde getirecek. Kalan değerli petrol için devletler sert önemler alacak, insanlar arasında da yakıt sıkıntısı kaosa dönüşecek.
2. Ulaşım durma noktasına gelecek
Bugün bir yerden bir yere ulaşım imkânı sağlayan otomobiller, otobüsler, trenler, gemiler ve uçaklar tümü petrolden elde ettiğimiz yakıtlarla çalışıyor. Petrolün azalmasıyla birlikte sağlık, doğal afet yardımı gibi hayati önem taşımayan tüm seferler iptal edilecek. Düzenlenen kısıtlı seferlerin biletleri de günümüzdeki sıradan fiyatların çok daha üstünde alıcı bulacak. Petrolün tamamen tükenmesiyle ulaşım da duracak.
3. Acil durumlar çok daha acil olacak
Ulaşımın durması ve araçların çalışmaması halinde acil durumlarda hastanelere ulaşmak zorlanacak. Yangın, sel, kasırga gibi doğal afetlerde yardımlar ya çok geç ulaşacak ya da ulaşamayacak. Diğer yandan ulaşımın durması güvenlik kuvvetlerinin de herhangi bir olaya müdahale etmesini zorlaştıracak, güvenlik de ulaşım probleminden büyük ölçüde etkilenecek.
4. Petrolün tükenmesi ticareti bitirecek
Ulaşımın durma noktasına geldiği anda ticaret de duracak. Ülkeler ticaret yapmak için kullandığı gemileri, uçakları ve trenleri yakıt azlığı ya da yakıt olmaması nedeniyle kullanamayacak. Başlangıçta pek çok ülkenin, daha sonra tüm dünya ülkelerinin ithalat ve ihracat faaliyetleri duracak. Ayrıca ticaretin durması her ülkenin vatandaşlarının ve ekonomilerinin de çok büyük zorluklarla karşı karşıya kalması anlamına geliyor.
5. Ticaretin durması gıda kıtlığına yol açacak
Bugün pek çok ülke çeşitli ürünlerin dışında özellikle gıda ihtiyacının büyük bir bölümünü dış ülkelerden karşılıyor. Örneğin, Türkiye 126 ülkeden 133 farklı meyve ve sebze çeşidini ithal ediyor. Gıda gibi temel ihtiyaç ürünleri konusunda dışa bağımlı olan birçok ülke kıtlık yaşayacak. Ulaşım durduğu için ticaret dolayısıyla sevkiyatlarda durmuş olacak. Var olan gıda ürünleri de normal fiyatının oldukça üstünde satılacak. Bu durumdan en çok Pekin, New York, İstanbul gibi mega şehirler etkilenecek.
6. Devletler hisse senedi ticaretini duracak
Hatırlarsanız eğer, 11 Eylül saldırılarının olduğu dönemde dünya çok büyük bir kriz yaşadı ve bu krizden her ülke etkilendi. Küresel piyasaları da derinden etkileyen saldırılar, yalnızca ABD ekonomisine 2 trilyon dolara mal olmuştu. Saldırıların ardından piyasalarda bir belirsizlik hâkimdi.
Petrol bittiğinde de piyasalarda benzeri bir belirsizlik olacak. Devletler hisse ticaretini en azından her şey yoluna girene kadar tamamen durduracak.
Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri verilere göre yılda yaklaşık olarak 850 milyon varil petrol tüketiyor. Aynı zamanda benzeri zor durum ve krizler için 725 milyon varil de petrol stoku bulunuyor. Tüm bunlara rağmen bir anda yaşam kaynağımız olan petrolün bitmesi durumunda tüm ekonomi alt üst olacak ve dünyayı çok köklü bir değişim bekliyor olacak.
7. Sanayicilik bitecek
Petrol rezervlerinin tam anlamı ile tükenmesi neticesinde üretimde petrole bağımlı tüm fabrikalar tek tek kapanacak. Fabrikalar çeliğe dönüştürülecek hammadde bulmakta zorlanacak. Çelik yoksa inşaat yok, otomobil yok, ticaret yok demektir. Tüm bunların yanı sıra bir yandan da teknolojik araştırmalara önem verilecek, güçlü ve çok amaçlı olarak elimizde bulunan doğal kaynakların kullanımı için devletler tarafından çalışmalar başlatılacak.
8. Petrol biterse işsizlik de hızla artacak
Piyasalardaki belirsizlik, devletlerin borsaları kapatması, ulaşımın, ticaretin durması ve daha da önemli artık bir petrolün olmaması nedeniyle üretim yapamadığı için kapanan fabrikalar işsizliği artıracak. Üretim için petrole ihtiyaç duyan iş alanları bir tarafa, her anlamda yaşanan kıtlık diğer iş alanlarını da etkileyecek. İşsizlik tüm dünyada hızla artacak.
9. Enerji sektörü etkilenecek ve elektrik kesintileri başlayacak
Enerji sektörü de petrolün bitmesinden nasibini alacak ve uzun süreli elektrik kesintileri yaşanmaya başlanacak. Dünyada üretilen elektriğin yüzde 40’ı kömür kullanan termik santrallerden sağlanıyor. Örneğin, İngiltere’deki bir termik santral Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen kömürü kullanıyor. Ulaşımın durması, ticareti durduğu için elektrik üretiminde dışa bağımlı ülkeler de büyük sıkıntılar yaşayacak.
10. Sağlık sektörü etkilenecek
Plastik eldiven, ameliyat önlükleri gibi steril medikal malzemeler petrolden üretilen malzemelerdir. Ve bunların kıtlığı birçok hastanın mikrop kapmasıyla ölümle sonuçlanacaktır. Aynı zamanda hayati önem taşıyan diyaliz makinesi gibi birçok makine petrol ile enerji akışı sağlandığı için çalışamayacak ve büyük oranda ölümler gerçekleşecektir.
11. Hastalıklar farklı sebeplerden de artacak
Tıbbi ürünlerin üretilememesi sağlık alanında birçok sıkıntıyı beraberinde getirecek ve hastalıkların tedavi edilmesi zorlaşacak. Fakat petrolün bitmesiyle ulaşım duracağı için yine büyük şehirlerde çöp benzeri atıklar toplanamayacak ve sokaklarda yığılan çöp ve atıklar çeşitli hastalıkları da beraberinde getirecek.
12. Şehirler artık güvenli olmayacak
Her anlamda yaşanan kıtlık, insanların temel ihtiyaç ürünlerine ulaşmasını zorlaştıracak. İşsizlik ve her alandaki yetersizlik şehirlerinde yağma olaylarına neden olacak. İnsanlar korunma içgüdüsüyle silahlanacak ve yaşanan kaos ‘güvenliği’ tamamen ortadan kaldıracak.
13. Petrolün bitmesi insanları göçe zorlayacak
Kentlere gıda sevkiyatı yapılamayacağı için özellikle yine ülkelerin İstanbul, New York gibi büyük şehirlerinde yaşayan insanlar kırsal kesimlere göç edecek ve dünya tarihinin başlangıç dönemlerindeki gibi tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya başlayacaklar. Başta gıda kıtlığı, işsizlik ve güvenlik endişesi insanları göç etmeye zorlayacak. Göç eden insanlar eski çağlarda olduğu gibi kendileri üretim yapmaya başlayacak ve temel ihtiyaçlarını kendi üretimleriyle karşılamak zorunda kalacaklar.
14. Uzay çalışmaları duracak
Büyük devletlerin gövde gösteri yaptığı uzay çalışmaları duracak. Petrolün bitmesi sadece dünyada değil uzayda da etkisini hissettirecek. Uzay araçlarını veya uyduları dünya dışına göndermeyi sağlayan roketler için kullanılacak yakıt, devletler tarafından israf olarak görülecek. Dünyada ülkeler arası ve ülke içlerinde iletişimi sağlayan onlarca uydunun yerine bir yenisi gönderilemeyecek. Bu dünya iletişiminin de durma noktasına geleceği anlamını taşıyor.
15. Tüm dünyada iletişim kopacak
Elektrik üretiminin kısmen azalması ve bazı ülkelerde tamamen durması nedeniyle akıllı telefonlar şarj edilemeyecek veya elektriğe ihtiyaç duyan sabit telefon hatları kullanılamayacak. Uzay çalışmalarının durması ve yeni uyduların gönderilmemesi de tüm dünyada iletişimin kopmasına neden olacak.
16. Geri dönüşüm daha önce hiç olmadığı kadar rağbet görecek
Petrolün olmadığı dünyada teknolojik atıklar, plastikler ve kullanılabilecek ne varsa her biri tekrar kullanılmaya başlanacak. Örneğin, bir araştırmaya göre iPhone gibi akıllı telefonların her biri yaklaşık 30 miligram altın içeriyor. Bu nedenle geri dönüşüm ticareti olmayan dünya insanları için daha da değerli olacak.
17. Savaşlar da duracak
Dünya devletlerinin orduları ulaşım için yakıt bulamayacak, daha önceden önlem alan ülkelerde mevcut yakıt stokları var olacak olsa da yakıtlar, gıda gibi daha temel ihtiyaç ürünlerinin sevkiyatında kullanılmak için tercih edilecek. Diğer yandan ateşli silah üretimi de duracağından tüm dünyada savaşlar da en azından bir süre duracak.
18. Dizel araç sahipleri orta vadede avantajlı olacak
Petrolün dünyada tükenmesi ile birlikte benzinli araçlar tam anlamıyla hurda değeri bile biçilmeyen araçlar haline gelecek. İnsanlar dizel araçlarını bir süre kızartma gibi bitkisel yağlar ile çalıştırma imkânı bulabilecek. Aynı zamanda petrol ihtiyacını karşılayabilmek için alternatif yöntemler de kullanılacak. Örneğin, soya fasulyesinden elde edilen yağ ile mısırdan çıkarılan etanol ya da şeker kamışı, dizel araçlar için alternatif yakıt olarak kullanılabilecek ve bu ürünlerin tarımsal faaliyetleri zamanla hız kazanarak artacak.
19. Elektrikli araçlar daha değerli olacak
Rüzgâr gücü, güneş enerjisi, etanol ve bitkisel yağlar insanların enerji ihtiyacını karşılayabilecek alternatifler arasında kullanılacak fakat yine de girişilecek olan bu faaliyetlerin talebi tam anlamıyla karşılayabilmesi için çok uzun yılların geçmesi gerektiğinden daha çok elektrikli araçların üretimi ve geliştirilmesi için çalışmalar başlatılacak.
20. En temel alternatif enerji kaynağı yosun olacak
Petrolün bitmesiyle birlikte birçok ülke kendine yeni bir yaşam kaynağı oluşturmak isteyecek ve bunun için çalışmalara başlayacaktır. Gündeme ilk gelecek olan şeylerden bir tanesi de sürdürülebilirlik politikasını hayat geçirmek ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanabilmek olacaktır. Bu dönemde yosunların işlenerek yakıta dönüştürülmesi gündeme gelecek ve diğer denenmiş olan kaynaklara göre çok daha fazla arz edilmesi muhtemel olacaktır.
21. Lityum en büyük alternatif olacak
Bu dönemde geçmişte değerli olan petrol kadar değer kazanacak bir maden var. O da lityum… Lityumla çalışan bataryalı arabalar üretilecek, kentlere enerji akışı lityum ile sağlanacak, kaportaları metalden değil karbon fiberden olacağı için arabalar hafif ve ufak olacak.
Lityumun değerlenmesi ile birlikte günümüzün zengin petrol ülkelerinin yerini ve zenginliğini Bolivya gibi lityum rezervlerine sahip ülkeler alacak ve dünya yeniden şekillenmeye başlayacak. Tüketen toplum olma anlayışından uzaklaşıp üretici toplum olmayı hedeflerken savaşlar son bulacak, doğa temizlenecek, özellikle de hava ve su kirlilikleri son bulacak.
Son durum
Petrolün tükenmesinden kısa bir süre sonra kısaca özetlersem şöyle bir tabloyla karşılaşacağız; Uluslar arası ticaret bitecek, büyük göçler başlayacak, insanlar dünya tarihinin ilk zamanlarındaki gibi tarım ve hayvancılıkla uğraşacak, avlanacaklar ve ordular da bir süre yok olacak. Tüm bunların dışında ticaret gemileri ve geri dönüşümü mümkün yapıların yüzde 98’lik kısmının geri dönüştürülme imkanından faydalanılacak ve birçok ticaret gemisi çeliğe dönüştürülecektir.
Petrolün bitmesiyle birlikte hem iyi hem de birçok kötü sonuçların dışında aynı zamanda köklü bir değişim de bizleri bekliyor olacak. Ancak her ne olursa olsun tüm bunları bir kenara bıraktığımızda günümüzde refah seviyesi yüksek olan birçok devlet, kendilerini çoktan böylesine bir gün için hazırlamaya başlamış durumdalar.
Geçtiğimiz günlerde bir ekonomi dergisinde karşılaştığım habere göre, bir Avrupa Birliği ülkesi (Fransa) 2020 yılından sonra mazotlu ve benzinli araçların ülkede kullanımını tamamen yasaklamış ve elektrikli araç kullanımına geçilmesine karar vermiş. Aynı zamanda elektrikli araçların kullanımının haricinde rüzgâr ve güneş enerjisinden yararlanmak için birçok tesis kurulup projeler geliştirilirken bu sektörlerin gelişmesi içinde büyük harcamalar yapılmaktadır.
Örneğin, en son Hollanda’da güneş enerjisiyle elektrik üreten ilk bisiklet yolunun yapıldığına ilişkin haberlere şahitlik etmiştik.
Sanırım böylesine acı bir tabloyu görmeden kendilerini doğal ve dönüştürülebilir enerji kaynaklarını kullanarak; tüketen toplum olma sıfatından tamamen kurtulmayı düşünerek hareket ediyor ve aslında dünyamıza çok büyük değerler kazandırıyorlar.
Daha iyi ve daha temiz bir dünya için her birimizin çabalaması gerekirken özellikle büyük şirketlerin ve fabrikaların “sustainability” diye adlandırılan “sürdürülebilirlik” çalışmalarına çok daha fazla önem vermeleri gerekiyor. Gelecek nesillerimize güzel bir dünya bırakmak istiyorsak tüketen toplum olmak için değil üreten toplum olmak için şimdiden çalışmaya başlamamız gerekiyor.