ABD’deki En Büyük 15 Şehirde Yaşamak İçin Gerekli Maaşlar
ABD’de kiralar yükselişte ve ülkenin büyük şehirlerinde şaşırtıcı miktarda yüksek miktarlara ulaşmaya başladı.
Finans sitesi SmartAsset, 2016 itibariyle, en büyük ABD şehirlerinde iki yatak odalı bir dairede yaşamak için ne kadar para kazanmanız gerektiğini belirledi.
Gerekli brüt geliri hesaplamak için, kira-gelir oranı yüzde 28 olarak belirlendi. Bu oran, konutla ilgili masraflara gelirinizin yüzde 30’undan fazlasını harcamak zorunda kalmama yoluyla karşılanabilirliği tanımlayan hükümet standartlarını temel almaktadır.
SmartAsset tarafından sağlanan ortalama kiraların yüzdelik değişimi de 2015’ten 2016’ya uzanan artışlarla verilmiştir. Buradan hareketle her yıl ilgili şehirlerde ortalama ne kadarlık bir kira artışı olduğuna dair fikir de alabilirsiniz.
En büyük ABD şehirlerinden 15’inde ev kiralayabilmek için vergi ödemelerinden önce ne kadar kazanmak zorunda kalacağınızı görmek için listeye göz atabilirsiniz.
İçindekiler
1. Detroit, Michigan

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 886 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 7.7
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 37,971 dolar
2. Phoenix, Arizona

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 1,162 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 10,4
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 49,800 dolar
3. Riverside, California

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 1,239 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 4,6
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 53,100 dolar
4. Houston, Texas

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 1,376 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 2,3
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 58,971 dolar
5. Atlanta, Georgia

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 1,416 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 3.5
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 62,614 dolar
6. Dallas, Texas

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 1,463 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 10,2
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 62,700 dolar
7. Philadelphia, Pennsylvania

Son yıllarda iç ve dış göç almaya devam eden Pensilvayan’nın Philadelphia şehrinde 2016’da iki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 1,519 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % -0,5
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 65,100 dolar
8. Chicago, Illinois

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 1,775 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 1.7
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 76,071 dolar
9. Miami, Florida

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 2,107 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 8.7
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 90,300 dolar
10. Seattle, Washington

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 2,293 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 7.3
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir 98,271 dolar
11. Washington, D.C.

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 2,783 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 3.7
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 119,271 dolar
12. Boston, Massachusetts

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 2,821 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % -0,2
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 120,900 dolar
13. Los Angeles, California

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 3,398 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 17,1
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir: 145,629 dolar
14. New York Şehri, New York

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 3,692 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % -0,1
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir 158,229 dolar
15. San Francisco, California

2016’da İki yatak odalı bir ev kiralamanın ortalama maliyeti: aylık 5,043 dolar
2015’e göre yüzdesel artış: % 7.4
Kirayı ödemek için gereken yıllık gelir 216,129 dolar
ABD gayrimenkul piyasasının son yıllardaki durumu

Herkesin bildiği gibi, büyük hayallerini gerçekleştirmek isteyen insanların dünyada ilk olarak tercih ettikleri ülkeler arasında birinci sırayı göğüsleyen Amerika Birleşik Devletleri de aslında gelişmekte olan ülkelerin ekonomisini dayandırdığı inşaat ve gayrimenkul alanlarına son yıllarda ziyadesiyle ekonomik açıdan ağırlık vermeye başlamıştır.
Eminim ki, her birimizin aklından illa ki bir kere de olsa geçmiştir, Amerika’da yaşama düşüncesi… Amerikan Rüyası’nın bir getirisi olarak nitelendirdiğim bu durum aslında insanların huzura ve refaha olan ihtiyacını da gözler önüne sermeye yetiyor. Tripleks, bahçeli bir evde, şehir merkezinden biraz uzakta ve komşuluk ilişkilerinin gelişmiş olduğu bir bölgede yaşamayı istemek aslına bakacak olursanız günümüz şartlarında her birimizin hakkıdır. Bundan yıllar evvel de Amerika Birleşik Devletleri bu durumu Amerikan Rüyası kavramıyla tüm dünya uluslarına bunu empoze etmeye başladı ve bunun etkileri halen devam ediyor.
Çok çalış, benim ülkeme değer kat, ben de sana çok para ödeyeyim ve böyle bir evde yaşa mantığına dayanan bu yaklaşım aslında birçok insanın felaketi oldu. İnsanların felaketinin olmasından ziyade bir bakıma devletin ekonomisinin de özellikle emlak sektörüne ayırdığı oran gittikçe arttı.
2008 krizi neticesinde yaşanan durumlardan en çok etkilenen alan gayrimenkul sektörü olmuştu. Çünkü piyasalar belirsizdi ve insanlar ne yapacağını bilmiyordu. Ortaya çıkan veriler ise şaşırtıcı boyuttaydı.
Açıkçası şunu söylemekten çekinmeyeceğim, Amerika Birleşik Devletleri şu anda hemen her alanda gerek ayırdığı bütçe gerekse de yaptığı yatırımlarla dünyada ilk sıralarda yer alıyor ve ne yazık ki bu durum günümüzde de su götürmez bir gerçektir.
Gerek eğitim gerek finans gerekse de gayrimenkul sektörlerinde her zaman başı çekecek gibi de gözüküyor. Ancak 2015 verilerine göre inşaat sektörü o yıldan önceki dönemlerde ABD ekonomisini gerilemekten alıkoyuyor iken, 2015 yılı ve sonrasında tüm piyasaları durağan bir döneme girmekten kurtaramamış. Tabii ki bu durumda FED’in tutumu, siyasi olaylar ve dünyadaki diğer ülkelerin durumu da etkendir ancak burada görüyoruz ki 2000’li yıllardan sonra Amerikan Rüyası kavramı yerini realiteye bırakınca hemen herkesin Mortgage sistemine dahil olması amaçlanmış ve yine insanları kendine bağımlı hale getirme amacı esas alınmıştır.
Günümüzde gelişmekte olan ülkelerin ekonomisinin büyük ölçekte dayandırıldığı bir sektör olan inşaat ve gayrimenkul sektörü geride bıraktığımız yaklaşık 20 yıl içinde yıllardır Süper Güç diye nitelendirdiğimiz Amerika’nın da güçlü bir dayanağı olmuştur.
Hemen her alanda öncü durumda bir ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ekonomisinin yüzde 8‘lik bir kısmı inşaata dayanıyor. İlk bakışta küçük bir oranmış gibi gözükse de aklınıza gelebilecek her alanda pazarda yer edinmiş olan bir ülke için bu oran olabildiğince ciddi bir orandır.
Tüm bunların dışında eminim ki birçok kişi televizyon kanallarında şöyle bir haberle karşılaşmıştır: Yurtdışında ev alana, vatandaşlık hakkı verilecek! Bu durum aslında sadece Amerika’nın da değil tüm batı ülkelerinin ekonomisinin ciddi anlamda sinyal vermeye başladığının göstergesidir.
Geçtiğimiz günlerde rastladığım bir habere göre özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde 50 bin dolar değerinde bir yatırım yapmanız karşılığında en az 3 yıllık Green Card sahibi olabiliyorsunuz. Bu durum Süper Ekonomi diye adlandırdığımız Amerikan Ekonomisi’nin de diğer batılı ülkeler gibi sinyal vermeye başladığının ispatıdır.
Tüm bunlara rağmen gerek iş merkezi olması sebebiyle gerekse de tüm dünyanın gözünün üstünde olması sebebiyle şöhretinden dolayı özellikle New York’ta gayrimenkul fiyatları inanılmaz yüksektir. Yerli kesimin daha çok şehir merkezine uzak yerlerde oturmayı tercih etmesi ve şehir merkezine de daha çok yabancı yatırımcıların yerleşmesi amaçlanmıştır. Eminim ki bu yaklaşım size bir yerlerden tanıdık gelecektir. Yabancı sermayenin ülke ekonomisine katkısı bu sebeple artırılmaya çalışılmış çünkü hali hazırda bulunan Mortgage sisteminin getirisi uzun vadeye bırakılmıştır. Sıcak para akışı için de ülkenin böyle bir girişime ihtiyacı vardır.
Özellikle 4 bölüme ayrılmış olan New York’un Manhattan bölgesinde ev fiyatları milyon dolarları bulabiliyor. Yabancı yatırımcının daha çok o gayrimenkullerin kira getirisiyle gözleri boyanıyorken bu işten karlı çıkan yine Amerikan ekonomisi oluyor. Örneğin, Manhattan’da 2+1 daire 750 bin dolardan satışa çıkıyor ve kira getirisi de 6500 dolar olarak nitelendiriliyor. Satın alınmış olan gayrimenkulün kendini amorti etmesi ise 7-8 yıldan az bir süre değil.
Tabii ki bu durumda bölge faktörü çok önemli bir etkendir. Aynı şekilde Manhattan’da 2+1 eve 750 bin dolar ödeyebiliyorken, California’da o fiyata deniz manzaralı dubleks bir evde yaşama imkanınız mevcut. Gerek eyaletlerin kanunları ve sistemlerine göre gerekse de bölgenin stratejik önemine göre belirlenmiş olan bu fiyatlar alıcının ciddi oranda belini büken fiyatlardır.