Genel Haberler ve Makaleler

Alibaba Kurucusu Jack Ma’nın İş Hayatına Dair 10 Altın Kuralı

Son yıllarda Alibaba.com’un kurucusu Jack Ma herkes tarafından sıklıkla olumlu görüşlerle anılıyor. Çinli girişimci Jack Ma’nın dünyanın en büyük e-ticaret devlerinden Alibaba ile yakaladığı başarı yolun başında olan çoğu girişimciye de örnek oluyor.

Bir çoğunuz eminim ki e-ticaret devi Alibaba.com’u duymuşuzdur. Amacı sadece insanların ihtiyaçlarını temin etmek olan bu oluşum zamanla önüne geçilemeyecek düzeyde büyüme ve gelişme gösterdi. Şirketin 2020 yılı itibarıyla hedeflediği brüt satış hacminin 6 trilyon yuan yani yaklaşık 912 milyar dolar olduğu açıklandı. Şirketin geçen yıl brüt satış hacminin ise 9,3 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

Alibaba, 19 Eylül 2014 tarihinde New York Borsası’nda 368 milyon hissesiyle halka arz edildiğinde, 24.7 milyar dolarlık hacmiyle tarihin en büyük borsa açılımını gerçekleştirmişti. Şirket şu anda 200’den fazla ülkede 3.5 milyona yakın işletme üyesiyle faaliyet göstermeye devam ediyor. Hem ciroları hem tarihin en büyük halka arzı hem de her geçen gün yükselen piyasa değeriyle Alibaba’nın başarısı kurucusu Jack Ma’nın izlerini taşıyor.

Başarı hikayelerinden aşina olduğumuz geçmişte yaşanmış olan başarısızlıklar sonucunda gelen başarı algısının dışında alibaba.com’un kurucusu Jack Ma’nın çok daha garip bir hikayesi var. Verdiği bir demeçte bakın neler söylüyor:

“Üniversite eğitimi aldığım sırada 3 sene sınıfta kaldım. İş için 30’a yakın başvuru yaptım ve başvurularımın bir çoğundan ret cevabı aldım. KFC, Çin’e giriş yaptığında yalnızca 24 kişi iş için başvurdu ve sadece beni reddettiler. Harvard Üniversitesi’ne 10 defa başvuruda bulundum fakat tamamından ret yanıtı aldım. Yine de karşılaştığım tüm bu zorluklara rağmen vazgeçmedim. Ülkemi ziyaret eden turistlerin sadece döviz getiren insanlardan ibaret olmadığını tüm dünyaya gösterdim.”

Hayatında birçok başarısızlığı ardı ardına yaşayan Jack Ma, başarının tanımını şu şekilde yapıyor: ASLA VAZGEÇME!

Gelin hep birlikte bu efsanevi girişimcinin iş hayatında olmazsa olmaz diye nitelendirdiği değerlere bir göz atalım.

1. Reddedilmekten çekinmeyin

İş hayatında her zaman karşımıza türlü türlü engeller çıkabilir. Aslına bakarsanız bu durum iş hayatımızla da ilgili değil, hayatımızın genel olarak olmazsa olmaz diye nitelendirdiğim durumlarından bir tanesidir, engellerle sürekli karşılaşmak…

İş hayatınızda bazen sizi sistemin reddettiğini görürken, bazen de sistemin ele geçirmiş olduğu insanların sizi reddettiğini görürsünüz. Önemli olan reddedilmeniz veya kendinizi başarısız hissetmeniz değildir. Başarılı olmak istiyorsanız, başarı yolunda gerekirse defalarca başarısızlığı tatmanız gerekecektir, bu hepimiz için geçerli.

Steve Jobs, Thomas Edison, Oprah Winfrey, Henry Ford… ve daha niceleri. En önemli örnek de yukarıda bahsettiğim Jack Ma’nın ta kendisidir. Defalarca iş başvuruları reddedilen Jack Ma, kendi sistemini kurmayı başaran isimlerden biri olmuştur.

İşte bu sebeple insanlar fikirlerimi kabul etmiyor diye endişeye kapılmayın. Ne olursa olsun asla vazgeçmeyin, her yere düştüğünüzde ayağa yeniden kalkın. Önemli olan kaç kere düştüğünüz değil ayağa kaç kere kalkabildiğinizdir. Tekrar denemekten, yaptığınız her şeye yeniden başlamaktan korkmayın. Unutmayın ki başarıya giden tek bir yol yoktur. Bakın Jack Ma da bu hususta nasıl bir öğüt veriyor:

Hiçbir şey yapmadan ve denemeden yalnızca öylece oturmak, gerçek başarısızlıktır. Pes etmiyorsan hala şansın var demektir. Biz asla ve asla pes etmeyeceğiz.

2. Hedeflerinizi canlı tutun

Bir hedefi olmayan insan nereye gideceğini bilmeyen bir kuşa benzer minvalindeki sözlerle ziyadesiyle karşılaşmışızdır. Ancak işin özüne dönüp baktığınızda hedeflerini gerçekleştirebilen insanların ne olursa olsun hedeflerinden vazgeçmeyen ve her yeni güne uyandığında o mutlak amacı için çalışan insanlar olduğunu görürüz.

Etrafımdaki herkesten duyuyorum, çok çalışıyorum ama yapamıyorum benzeri cümleleri… Bir insan düzenli çalışıp, hedeflediği şeyleri nasıl elde edemez diye oturup düşündüğümde aslında karşıma birçok cevap çıkıyor. Bunlardan en önemlisi hedefleri canlı tutmamaktır.

Hayat koşuşturması içinde hepimizin birçok şeyle uğraşması gerekiyor ve çoğu zaman “geçimimizi sağlama” derdi tüm isteklerimizin önüne geçiveriyor. Kısaca anlatacak olursam eğer, sistemin hedeflerinizi baltalamasına izin vermeyin. Yoksa bir gün geriye dönüp baktığınızda pişmanlık yaşayabilirsiniz ve yeniden hedefiniz için çalışacak gücü kendinizde bulamayabilirsiniz. Ve ne yazık ki bunu yaşayan onlarca insan var etrafımızda. Siz de bu kişilerden biri olmayın diye bakın Jack Ma nasıl bir yorum getirmiş başarı kavramına:

Başarının tek ve en önemli kuralı samimice, azimli, çalışkan ve tutkulu olmaktır.

3. İnsana önem verin

Hemen her yazımda takım çalışmasının öneminden, müşteri odaklı olmak gibi konulardan bahsediyorum. Ve tekrar söylüyorum ki, bir başarının ardında daima harika uyum içinde olan bir takım çalışması vardır.

Eğer ki takım olarak güçlüyseniz her anlamda güçlüsünüz demektir. Bu takım piyasayı iyi analiz eden, müşterinin ne istediğini iyi anlayıp isteklerini arz etmeye çalışan, takımın ruhunu benimsemiş, başkalarıyla çalışmaktan keyif alan ve en önemlisi sizinle aynı amaca hizmet eden kişilerden oluşmalıdır.

Bahsettiğim şey işinde çok başarılı olan, işinin en iyisi diye nitelendirilen, geçmiş iş hayatında çok iyi eğitimler alıp harika işler yapmış kişileri bir araya toplamak değildir. Ekibinizde olmasını istediğiniz mevcut değerlerle insanları bir araya toplamak size başarıyı getirecektir. Ve şunu sakın unutmayın ki, iş hayatında çok para kazanmak bir kriter olabilir ancak bu acımasız dünyada sahip olabileceğiniz en önemli şey iyi bir ekiptir. Jack Ma da ekip çalışmasına ve müşterilerine ziyadesiyle önem vermiş liderlerden biri ve bakın bizlere nasıl öğütler veriyor:

En iyileri bulmaya çalışmayın, en doğru insanları bulmaya çalışın. İş dünyasında başarıyı yakalamak için müşterilerinizi her zaman birinci, çalışanlarınızı ikinci, ortaklarınızı da üçüncü sıraya koyun.

4. Motivasyon kırıcı insanların söylediklerine kulaklarınızı tıkayın

Yukarıda da bahsettiğim gibi başarıya giden tek bir yol yoktur. Başarılı olmak isteyen kişi bu yolda her türlü başarısızlığı tatmaya hazır olmalıdır. Ve başarısız olduğunuz zamanda bir anda etrafınızda insanlar beliriverir. Size istediklerinize ulaşamayacağınızı söylerler, boşuna zaman kaybettiğinizi, kaybettiğiniz bu zamanda boş yere yorulduğunuzu hatta bu zaman içinde güzel de bir tatil yapabileceğinizi söylerler. Nedense sizi amaçsız bir şekilde başarısızlığa ikna etmeye çalışan bir tavır içine girerler. Sanki sizi başarısız olduğunuza ikna edip hedefinizden vazgeçirdiklerinde görevlerini tamamlamış sayarlar kendilerini. Ben bu tür insanlara heves sömüren insanlar diyorum.

Bu kişileri tanıyabilmek ise zordur. Bazen bu kişiler en yakın arkadaşlarınızdan, bazen rakiplerinizden hatta ailenizdeki en çok güvendiğiniz insanlar bile olabilir. Bazen bu kişi siz bile olabilirsiniz. Tek bir başarısızlıkta sakın ola ki havluyu yere atmayın. Yaşadığınız zorluk her ne olursa olsun şikayet etmeyin, en önemlisi de sakın vazgeçmeyin. Heves sömüren insanlara karşı da kulaklarınızı tüm her şeye tıkayın yalnızca kalbinizin sesini dinleyin. İnanın buna o asla yanılmaz. Bakın Jack Ma da biz gençlere nasıl tavsiyelerde bulunuyor:

Genellikle karamsar bir ruh halindeyseniz ve hemen her şeyden şikayet ediyorsanız kendinizi bir alkolikle eşdeğer görebilirsiniz. Çünkü ne kadar çok karamsar olur ve şikayet ederseniz, bu olumsuzluklardan vazgeçmek o denli zorlaşır.

5. İlham veren her şeyi hayatınıza çekin

Çalışmayı çok sevebilirsiniz ya da çalışmak zorunda olduğunuzu düşünebilirsiniz. Başarılı olmanın tek yolu çalışmaktır diye düşünmek aslına bakacak olursanız bence yapılabilecek en büyük hatalardan bir tanesidir. İnsanın hayatı çok çalışmaktan ibaret olmamalıdır. Her insan belirli ölçüde sosyal hayatını canlı tutmaya çalışmalıdır. Dünyanın güzelliklerinden faydalanmak ve bunu sizin için avantaj haline getirmek sizi daha fazla ön plana çıkaracaktır.

Örneğin, iş hayatında zorluklar yaşıyorsunuz ve ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Dışarı çıkıp doğada birkaç gün geçirmek, kafanızı toparlamak, sadece doğanın keyfini çıkarmak zihninizi açacaktır. Ya da ailenizle vakit geçirmek, kısa süreli tatiller yapmak, kitap okumak, spor yapmak, yeni insanlar tanımak gibi şeyler sizin bu yoldaki en temel yapıtaşlarınızdan biri olacaktır. Tek başına bir kavram olarak “çalışmak” hiçbir zaman başarıya yetmeyecektir.

Kendiniz mental ve fiziksel anlamda güçlü hissetmek de tüm her şeyi destekleyen etkenlerdendir. Gelin hep birlikte Jack Ma’nın da bu duruma nasıl bir açıklık getirdiğine ve bize neler söylediğine her birlikte bakalım:

Bu dünyaya bir kere geliyoruz, hayat, keşfedilmeyi bekleyen sayısız güzellikler dolu. Bu sebeple hayattaki en büyük tutkumuzun işimiz olduğunu düşünüyorsanız, muhtemelen yanılıyorsunuz.

6. Odağınızı koruyun

En önemli şeylerden bir tanesi de piyasayı iyi analiz edebilmektir. Yukarıda da gördüğünüz gibi müşterilerinizi birinci planda tutmanız size her daim istediğiniz başarıyı getirecektir. Bu da iyi bir piyasa araştırmasından geçer. Bu minvalde iyi bir piyasa araştırmasından sonra boşlukları bulabilmeli ve bunları geliştirip müşterinizin ihtiyaçlarını en iyi şekilde temin etmelisiniz. Daha önceki yazılarımdan birinde Steve Jobs’un: “biz sadece bazı şeyleri daha basit nasıl yapabiliriz diye düşündük ve yaptık” sözüne yer vermiştim.

Önemli olan sizin odak noktanızı bulup ona yoğunlaşmanızdır. O da sistemli bir analizden ve müşteri kesiminizi anlamaktan geçer. Sosyal sorumluluk projeleri, sürdürülebilirlik çalışmaları, ürün geliştirme, iyi bir tedarik zinciri yönetimi gibi konular sizi bu bağlamda başarılı kılacak ve piyasada öncü bir şekilde var olmanızı sağlayacaktır.

Sadece ve sadece var olduğunuz piyasada boşlukları bulun, değerlendirin, proje üretin ve projenize hayat verin. Bakın Jack Ma da bizlere bu bağlamda neler öğütlüyor:

Büyümeyi düşünüyorsanız mutlaka harika bir fırsat bulmalısınız. Bugün çok iyi bir şirket olmak istiyorsanız çözebileceğiniz sosyal sorunlar üzerine düşünmeye vaktinizi ayırın. Dünya ne konuştuğunuz ile değil, neyi hayata geçirdiğinizle ilgilenir.

7. Değerinizin firma isminiz olduğunu unutmayın

Sahip olduğunuz firma isminiz sizi siz yapan esas şeydir. Günümüzde markalaşmanın ne kadar önemli olduğunu görmek istiyorsak gündelik hayatta kullandığımız tabirlere bakmamız gerekir.

Gündelik hayatta kullandığımız birçok eşyaya aslında adıyla değil marka adıyla hitap ettiğimiz su götürmez bir gerçektir. Bu bağlamda iş hayatında bir yer edinmek istiyorsanız firma isminize, marka adınıza büyük önem vermeniz gerekir. Bu sizin için belli başlı amaçlardan bir tanesidir.

Faaliyet gösterdiğiniz piyasa hangi alanda hizmet veriyorsa, verilen hizmet düşünüldüğünde müşterilerin aklına gelen markalardan biri olmanız sizin başarınızı kanıtlayan şeylerden biri olacaktır. Bakın Jack Ma bu durumu nasıl özetliyor ve nasıl meydan okuyor:

Alibaba basit bir iş değil; bir rüya, bir amaçtır. Wall Street yatırımcıları eğer istiyorlarsa bizden nefret etmekte özgürler.

8. Rekabet edin

Rekabet iş dünyasının olmazsa olmazlarından bir tanesidir. Genellikle birçok insan rekabet denilince karşısındaki kişiyi ya da şirketi kendi yolundan çekilmesi gerektiği gibi bir algıya kapılsa da aslında rekabet dediğimiz şey bundan biraz daha farklı.

Elbette ki hayatımızdaki her alanda olduğu gibi, rekabet fırsatını olumsuz yönde de kullanabilirsiniz ancak bu durum sizi hem olumsuz etkileyecek hem de kötü bir imaj oluşturmanıza neden olacaktır. Her şeyde olduğu gibi rekabeti de iyi yönde kullanabilmek iş dünyasında size mutlak suretle başarıyı getirecektir. Hedeflediğiniz şeye rekabet ederek ulaşabileceksiniz.

Rekabet ederken etik değerlere göre hareket etmeniz, karşı tarafa ve size zarar verebilecek olumsuz her türlü davranışlardan uzak durmanız gerekir. Rekabet etmek demek düşmanlarınızla baş etmek demek değildir. Rekabet aksine sizi daha üst seviyeye çıkarmak için daha fazla çalışmanız çabalamanız demektir bana göre.

Bu şekilde hareket eder, hedefiniz her zaman daha iyisini yapmaya çalışmak olursa rekabet sizin için koca bir avantaja dönüşecektir. Unutmayın ki ufak bir çocuktan bile öğrenecek çok şeyimiz varken, iş dünyasında hemen hemen sizinle aynı amaçları taşıyan rakiplerinizden öğrenecek çok şeyiniz olabilir. İlk bakışta görmenizin mümkün olmadığı boşlukları bu sayede görebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz. Özgün olmak ise ilk kural olmalıdır.

Her iş adamı gibi Jack Ma da rekabetin iş dünyasında kaçınılmaz bir kavram olduğunu savunan kişilerden bir tanesi. Gelin hep birlikte Jack Ma bize bu hususta ne gibi dersler veriyorum bir göz atalım:

Gerçek bir girişimcinin kesinlikle düşmanları olamaz. Rakipleri düşman olarak görmeyin çünkü rakiplerinizin size kazandıracağı birçok şey var. Rakiplerinizin sizden küçük ve güçsüz olduğunu görüp, böyle düşünseniz bile onları asla hafife almayın. Bu hataya düşmek, kaybetmeyi baştan kabul etmekle eşdeğerdir.

9. Şikayet etmeyi bırakın ve fırsatları kollayın

İş hayatının göründüğü kadar kolay olmadığını ve bazen de başarılı olabilmek için çetin yollardan geçmeniz gerektiğini biliyoruz. Bazen bir problemle uğraşırken art arda başka problemler de baş gösterir ve her şey üstünüze gelir gibi hissedebilirsiniz, bunu hemen herkesin gerek özel hayatında gerekse de iş hayatında yaşadığına eminim.

İşte tam da bu noktada göz ardı etmektense sürekli kendinize telkin etmenizi tavsiye ettiğim bir durum var. Derin nefes alın ve “ben bunu yapabilirim, bugün de geçecek, hadi şimdi bir çözüm bulalım” deyin. Çok basit ve göz ardı edilen bir durum olsa da inanın bana çok işe yarıyor.

Şikayet etmeyip kendinizi harekete geçirecek bir şey bulursanız emin olun fırsatları da aynı hızda görebilir ve sorunların üstesinden kolaylıkla gelebilirsiniz.

Yeri geldiğinde uykunuzdan, yeri geldiğinde tatillerinizden yeri geldiğinde yemek molalarınızdan bile fedakarlık etmenizi gerektiren anlarla karşılaşabilirsiniz. Tüm bunların kulağa ne kadar da can sıkıcı geldiğini biliyorum ancak emin olun o an isteklerinizle imtihandasınız. Ve bunun üstesinden gelecek olan yalnızca sizsiniz. Bu sebeple şikayet etmeyi bırakın ve asıl hedefinize dönüp fırsatları kollayın.

Jack Ma bu duruma getirdiği samimi açıklamasıyla bizlere nasıl örnek oluyor gelin hep birlikte bir bakalım:

İyi bir yönetici olabilmeniz için en başta kendi rahatınızdan vazgeçmeniz gerekir. Çünkü iyi bir yönetici aynı anda birçok problemle ilgilenir ve tekdüze bir insanın kaldırmak istemeyeceği sorumluluklarla baş edebilecek gücü gerektirir.

10. İnanarak ve hevesle çalışın

Hayatım boyunca her zaman tek bir şeye inandım. İnsan sevmediği ve kendisine güvenmediği bir işte bir ömür boyu başarılı olamaz. İnandığınız değer uğruna gerekirse uyumamayı, vazgeçmemeyi, tatillerinizden fedakarlık etmeyi keyifle yapıyorsanız emin olun doğru yoldasınız.

İş dünyasında kendine olan inancını ve elde etmek istediği başarıya olan hevesini kaybetmişse, o insanın bir daha başarısız olma şansı yoktur benim gözümde. Yaptığınız işe tutkuyla sarılır, tüm zorluklarına rağmen sabah büyük bir keyifle uyanıyor, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsanız eğer, başarı size çok yakındır buna emin olun.

Bir düşünün, çalıştığınız işe karşı nötr durumdasınız, geçiminizi sağlamak için o işte çalışmanız gerekiyor ancak sabahları uyanırken mutsuz depresif ve yorgun uyanıyor, iş yerindeyken de mesainin bitmesi için dakikaları sayıyorsunuz. Bir ömür boyu böyle bir yaşam sürmek kesinlikle hem şirketiniz açısından hem de sizin açınızdan olabildiğince kötü bir durum. İnsan sevdiği işte başarılı olabilir ve kendini gösterebilir.

Bu sebeple sevdiğiniz işi yapacağınıza dair inancınız tam olmalı. İşten erken çıkmak için saatleri değil işe bir an evvel gidip hayallerinizi gerçekleştirmek için saat saymalısınız. Kendinize inanmazsanız eğer tüm her şeyinizi yitirirsiniz. Sakın ama sakın isteklerinizden vazgeçmeyin.

Jack Ma da bu yaklaşımı benimsemiş olan liderlerden bir tanesi. Kurduğu şirketi insanların hayallerini gerçekleştirmesine imkan bulabileceği bir yer olarak benimsemiş ve çalışanlarını hayallerini gerçekleştirebilmeleri için desteklemiştir. Gelin hep birlikte bakalım bizlere nasıl öğütler veriyor:

Eğer ki işe sabah 8’de geliyor ve akşam 5’te eve dönüyorsak, şirketimiz kesinlikle bir teknoloji şirketi değildir ve Alibaba muhtemelen başarılı olamayacaktır ama 8-5 ruhuna sahipsek gidip derhal başka şeylerle meşgul olmalıyız.

1999 yılında kurulan Alibaba’nın kurucusu Jack Ma’nın iş dünyasına dair düşünceleri ve muhtemelen de iş hayatında uyguladığı olmazsa olmaz kuralları bu şekilde. Bugün Alibaba, dünyanın en büyük e-ticaret sitelerinden biri konumunda ve 24.7 milyar dolarlık hacimli borsaya açılışı ile tüm zamanlarından en büyük halka arz rekorunu elinde bulunduruyor. Alibaba’da 200’den fazla ülkede 3.5 milyondan fazla şirket faaliyet gösteriyor. Şirketin 34 binden fazla çalışanı var. Üstelik şirketin kurucusu Jack Ma 27.9 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin kişileri arasında yer alıyor.

Nergiz Şar

Nergiz, eski bir Konupara yazarı. Yazmaya devam ettiği süre boyunca uzman olduğu ve ilgili duyduğu işletme, eğitim, girişimcilik ve yatırım konularında yazılar hazırladı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir