Ev eşyaları mağazası IKEA’da köfte ne arıyor?
İsveçli mobilya mağazası IKEA, tüm dünyada sahip olduğu başarısını, ucuzluk ve paketleme gibi yöntemlerle kolay taşınabilir mobilya satışlarına borçlu. IKEA’nın diğer pek çok mobilya mağazasından farklı olan bu yöntemi, onun başarılı olmasını sağladı ve de sağlamaya devam ediyor.
Muhtemelen IKEA’nın yöneticileri ilk kez büyük mağazalarında, tıpkı sattıkları mobilyalarda olduğu gibi, standart hale getirilmiş, ucuz yiyecek satmaya karar verdiklerinde işin, günümüzdeki bu boyutlara varacağını tahmin etmiyorlardı. IKEA uzun bir süredir mobilya satışlarında uyguladığı aynı yöntemleri yiyecek içecek bölümünde de uyguluyor. Şirket, yiyecek içecek bölümünden her yıl yaklaşık 2 milyar dolardan fazla ciro elde ediyor.
Mobilya mağazasında yiyecek içecek ne arıyor
IKEA’da yiyecek içecek satma fikri bundan yaklaşık 30 yıl kadar önce şirketin kurucusundan çıktı. Şirketin kurucusu Ingvar Kamprad, bu fikri hayata geçirebilmek için ilk adımı Soren Hullberg’i şirketin yiyecek içecek bölümünü kurması için görevlendirerek attı. Kamprad, devasa büyüklükteki IKEA mağazalarını uzun saatler dolaşan ziyaretçilerin büyük bir kısmının muhtemelen acıkmış olabileceğini düşünüyordu.
Göreve geldiği ilk günlerde Soren Hullberg, Kamprad’ın yiyecek içecek hizmeti konusunda bir plan istediğini fakat bu planın kesinlikle İsveç ruhunu taşıması gerektiğini ve şirketin “tutumlu ve kolay” politikalarına da mümkün mertebe uygun olmasını istediğini asla unutmadığını söylüyor.
Somon, ızgara et ve elbette İsveç köftesi
Kamprad’ın talepleri karşısında bir süre konu üzerinde çalışan Hullberg ve ekibi başlangıçta 5 farklı çeşit menü sunmak istiyordu. Fakat bu, IKEA’nın daha fazla sayıda personel istihdam etmesi, büyük depo yatırımları yapması ve dolayısıyla maliyetlerinin artması anlamına geliyordu.
Bu sebeple en son, çeşit sayısının sınırlı tutulmasına karar verildi. Son çalışma planına göre somon, ızgara et ve İsveç köftesi, IKEA’nın menülerini oluşturdu.
Diğer yandan, menü çeşitleri sınırlandırılmış olsa bile bu yiyeceklerin IKEA dahilinde, şirketin kendi imkanlarını kullanarak çıkarılmasının zor bir süreç gerektirdiği, yine IKEA ruhuna aykırı olarak maliyetleri artıracağı düşünülüyordu. Buna da çözüm çok geçmeden bulundu. IKEA, kendi yarattığı bir formülle İsveç köftelerinin üretimi için çeşitli şirketlerle tedarik anlaşmaları yaptı.
Mağazaların faaliyet gösterdiği ülkelerdeki yerel tedarikçilerle yapılan anlaşmalar şirketin ev eşyaları gibi lojistik ve üretim yöntemlerini yiyecek bölümü için de uygulamasını sağladı. Böylece yiyecek bölümü için de maliyetler en aza indirildi.
IKEA’da yiyecek satışlarıyla 2 milyar dolardan fazla ciro yapılıyor
IKEA’nın ana faaliyet alanı kapsamında olan ev eşyaları satışında uyguladığı yöntemleri yiyecek bölümünde de kullanması şirketin ruhunu yansıtan ana stratejinin de önemli bir parçası.
IKEA’nın yiyecek satışlarından bir yılda elde ettiği yaklaşık 2 milyar dolarlık ciro, sonuçların ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin Türkiye’deki herhangi bir IKEA mağazasında 8 adet İsveç köfteden oluşan bir tabak yaklaşık 9 liraya satılıyor. IKEA’yı ziyaret edenler de İsveç köftesi veya diğer menülere büyük ilgi gösteriyor.
Birkaç sene önce IKEA’nın İsveç’teki tedarikçisi Dafgard’dan aldığı köftelerde at eti bulunmuştu. Fakat IKEA’nın tepki toplayan bu haberlere anında müdahale etmesi ve at eti olduğu belirtilen köfteleri raflarından derhal kaldırmasının köfte satışlarını olumsuz etkilemediği belirtilmişti.
IKEA yiyecek satışlarına başlaması ve tutumluluk ruhunu bu satışlarda da uygulamasıyla hem maliyetlerini azalttı hem de ek bir iş alanı yaratarak kazançlarını artırdı. Daha da önemlisi ziyaretçilerin devasa büyüklükteki mobilya mağazalarını gezerken acıkmış olabileceği gibi basit bir düşünce sonrası ortaya çıkan bir fikrin ne kadar büyük bir işi ortaya çıkarabileceğini de görmüş olduk.