Kâr Elde Edememenizin Önündeki En Büyük Engel Nedir?
Finansın ve ekonominin temel varsayımlarından biri insanların rasyonel varlıklar olduğu ve finans ile ilgili kararlar alırken duygularını araya karıştırmayacaklarıdır.
Fakat insanlar, gerçek hayatta böyle davranışlar sergilemez. İnsanlar, irrasyonel varlıklardır. Hepimiz, bir gün belki kendisine de çıkar umuduyla parasını piyango türevi oyunlara yatıran birçok insan tanıyoruz.
Şunun altını çizmek gerek; bir insana piyangodan büyük ikramiye çıkması ihtimali çok ama çok küçük. Örneğin ülkemizin meşhur şans oyunlarından Milli Piyango’da bir insanın büyük ikramiyeyi tutturma ihtimali 10 milyonda bir. Gerçekten rasyonel hareket eden hiçbir insan, parasını Milli Piyango’ya yatırmaz. Rakamlar kesinlikle sizden yana değil. Ama insanlar, yine de piyango bileti almaya devam ediyorlar. Tabii, birçok insan kendisine piyango vurmayacağının farkında; ama çıkacağına hiç inanmasalar neden alsınlar, değil mi?
İnsanlar, irrasyonel varlıklardır. Peki ya piyasalar? Etkin Piyasa Hipotezi, bir varlığın fiyatının onunla ilgili her bilgiyi verdiği teorisine dayanır. Bu nedenle piyasadan her zaman karlı çıkmak imkansızdır çünkü piyasalar belirli bir bilgi ile hareket eder ve siz de yatırım yaparken aynı bilgiyi kullanırsınız.
Fakat şu soruyu sormadan edemiyoruz; finans piyasası dediğimiz şey nedir? Piyasa, rasyonel olmayan insanlardan veya rasyonel olmayan insanlar tarafından programlanan robotlardan oluşur. Bu yüzden haliyle piyasalar da rasyonel değildir.
Daniel Kahneman‘ın ülkemizde Varlık Yayınları’ndan çıkan Hızlı ve Yavaş Düşünme diye şahane bir kitabı var. Kahneman, 2002 yılında Nobel Ekonomi Ödülünü kazanmış bir isim. The Economist, 2015 yılında Kahneman’ı dünyanın en etkili ekonomistleri sıralamasında 7. sıraya koydu. Fakat Kahneman’ın asıl çalışma alanı psikoloji; kendisi bir psikolog.
Kahneman’ın kitabında ortaya koyduğu fikirlerin anahtar noktalarından biri, insanların iki tip “işletim sistemine” sahip olduğu; Sistem 1 ve Sistem 2. Bu iki sistem şöyle açıklanabilir:
- Sistem 1, bizim içgüdülerimiz; hızlı, sık ve duyguya dayalı. Sistem 1’in işletimde olması için ekstradan düşünmenize gerek yok. Sistem 1 dişlerinizi fırçaladığınız, 2 ile 2’yi topladığınız sistem.
- Sistem 2 ise Sistem 1’in tam tersi. Yavaş, hesaplara dayanan ve bilinç sahibi olan sistem. 10 basamaklı bir rakamı ezberlerken veya kalabalıkta bir tanıdığımızı ararken Sistem 2 devrede. Sistem 2, kullanılması efor gerektiren bir şey ve eğer dikkatiniz dağılırsa elindeki tüm veriyi kaybedebilir.
Buradaki anahtar nokta şu; zor bir soruyla karşılaştığınız zaman Sistem 1’e geçiş yapmazsınız.
Kahneman, bunu şöyle tanımlıyor:
Zor bir soruyla karşı karşıya kaldığımız zaman genellikle hiç fark etmeden aslında daha basit bir soruya cevap veririz.
Bu durum, zamanla yatırım performansına da etki edebilir. Kitaptaki şu paragraf buna kusursuz bir örnek:
Bir sorunla karşılaşıldığında -bu ister satranç oynarken hamle yapmak olsun, ister hangi hisselere yatırım yapılacağına karar vermek olsun- sezgisel düşünce makinesi, elinden geleni yapar. Sezgisel düşünce sürecinde olan kişinin eğer konu ile ilgili uzmanlığı varsa çözümü bulacak, onun aklına gelecek sezgisel çözüm çok yüksek ihtimalle en doğru yaklaşım olacaktır. Peki, ya önümüzdeki sorun çok zorsa veya konu ile ilgili bir uzmanlığımız yoksa? O zaman asıl konuyla alakalı, ama görece daha kolay bir soruya cevap arayacağız. Örneğin ‘Ford hisselerine yatırım yapmalı mıyım?’ sorusuna cevap vermek yerine ‘Ford marka arabaları seviyor muyum?’ sorusuna cevap arayacağız.
Zor soruların yerini kolay soruların almasına izin vermeyin. Evet, çoğu zaman kolay sorular/sorunlar daha iyidir, fakat yatırım alanı için değil.
Sistem 2 ile yaptığımız şeyler, zamanla Sistem 1’e aktarılabilir.
Mesela 2+2’yi o kadar çok topladınız ki artık 4 olduğunu bulmak için düşünmenize gerek dahi yok. Fakat daha matematiğe yeni başlamış bir çocuk iken bu, zaman alan bir şeydi.
Zor soruyu kolayı ile değiştirip değiştirmediğinizi fark etmek biraz zaman alacaktır. Tahminen daha fazlasını da zor soruyu cevaplamak için harcayacaksınız.
İnsanlar irrasyonel varlıklardır ve zor soruları cevaplamak da zordur. Ama aslında bizlerin yapması gereken en doğru şey de tam olarak bu.