Başarılı Hisse Senedi Yatırımcılarının Bile Yaptığı 4 Hata
Herkes her zaman doğru hisse senetlerine yatırımlar yapmaz. Başarılı ve tecrübeli hisse senedi yatırımcıları dahi bazen çok sık yapılan hatalardan muzdarip olurlar.
Hiç hata yapmamak neredeyse imkansız olduğu için başarılı borsa yatırımcıları önceki hatalarından gelecekteki hataları minimuma indirmek adına ders çıkarlar. Bu tavsiyeleri ileride karşınıza çıkacak tuzaklara düşmeyip daha iyi sonuçlar elde etmek adına sizin de göz atmanızı tavsiye ederim.
İçindekiler
1. Bir hisseyi veya şirketi çok sevmek
En tecrübeli yatırımcıların bile kişisel sebeplerden dolayı yakınlık hissettikleri şirketler vardır. Bunun başlıca nedenleri şirketin yönetiliş biçimi, ürünleri veya şirket felsefesi olabilir. Belirli hisse senetlerine tabiri caizse “aşık olmanın” getirdiği en büyük sorun o hisseleri elden çıkarmayı güçleştirmektedir. Yani akıllı telefonunuzun markasını sevmeniz o markanın hisselerinin her zaman iyi bir yatırım olacağı anlamına kesinlikle gelmediğini bilmeniz gerekir.
Aynı şekilde belirli bir hisseye sevdikleri birinden miras kaldığı için gereğinden çok daha uzun süre bağlı kalan yatırımcılar da olabilmektedir. Bu problem varlık yöneticilerini daha az etkiliyor olsa da kimi zaman sağlam yönetilen portföylere sahip tecrübeli yatırımcılar dahi bundan muzdarip olabiliyor. Kimi araştırmalar da bir hisseyi satmanın bir hisseyi almaktan daha zor olduğunu gösteriyor.
Bu durumdan kurtulabilmek için yapılacak en doğru şey portföyünüzün yönetimiyle ilgili belirli kurallar koymak olabilir. Eğer bir hisse, pazarı sekteye uğratıyor veya portföyünüzün değerini düşürüyorsa bu, o hissenin artık elden çıkarılması gerektiği anlamına gelir. Genel olarak tüm hisseler aynı kriterlere göre değerlendirilmelid
2. Kaybeden hisseleri ısrarla elde tutmaya devam etmek
Hisse satmak başarılı bir yatırımın en zorlandığı kısım, çünkü hisse senedi sahipleri değerinin altında performans gösteren hisseleri için “ya birden durum değişir de yükselirse” diye düşünüyorlar. Hisseleri değer kaybettikten sonra satmak yerine en azından kayıplarını amorti edebileceklerini düşünüp hisseleri elde tutmaya devam ediyorlar.
Bu yaklaşımda iki önemli hata söz konusu. Birincisi, o hisselerin geri dönüş yapabileceği konusunda hiçbir somut kanıtları yok. Yeterince yüksek performans göstermiş bir yatırım anca düşüşe geçebileceğini kanıtlar. Bazı yatırımlar beklenen geri dönüşü yaparlar, bazıları ise bunun için daha uzun vadeli bir bakış açısı isterler fakat sadece umudunuz var diye bir hisseye tutunmak yalnızca daha fazla para kaybetmenize neden olacaktır.
İkinci problem ise yatırımcıların hisselerin tekrar yükselmesini beklerken daha çok umut vadeden ya da yüksek kazanç potansiyeli bulunan başka şeylere yatırım yapmıyor olmalarıdır. Buna fırsat maliyeti dense de aslında elden kaçan büyük fırsat demek daha doğru olur. Yatırımcılar para kaybettiren hisselere tutunmayı seçerken diğer yandan ne gibi fırsatlar kaçırıyor olduklarına çok dikkat etmelidirler. Portföylerini ve hedeflerini düzenli olarak tarafsızca değerlendiren yatırımcılar bu yanlış adımı atmaktan kurtulabilirler.
3. Plansız hareket etmek
Yatırım yapma ile ilgili şöyle bir söz vardır “Alış-satışını planla, planını da sat.” Diğer bir deyişle, yatırımcılar belirli bir menkul değere bir lira dahi yatırmadan önce bu hisseyi ne için aldıkları, ne kadarlık bir kar elde etmeyi hedefledikleri ve ne kadarlık bir kayıpta hisseden vazgeçeceklerini belirlemelidirle
Bunun altında yatan mesaj ise tecrübeli yatırımcıların bile yatırımlarına duygusal olarak bağlanabileceğid
4. Portföyde çeşitliliğin olmaması
Bazı durumlar doğru bir şekilde çeşitlilik oluşturarak olumsuzlukların önüne geçmenizi kolaylaştırabilir. Örneğin, çalıştıkları şirketin hisselerini ellerinde bulunduran şirket çalışanları bu tek yönlü yatırımın risklerine daha fazla açıktırlar. Alternatif olarak yatırımcıların en iyi performans gösteren hisse senetlerini elden çıkarmadıkları için bu zamanla onların en büyük yatırımları haline gelebilir. Yatırımlarda çeşitliliğe gitmenin nedeni tek bir hisseye bağlı kalmanın gelecekte varlıklarını zarara uğratma riskini ortadan kaldırmaktır. Bu nokta çok önemlidir fakat bazen tecrübeli hisse senedi yatırımcıları bile portföylerini dengeleme ihtiyaçlarını bazı zamanlarda görmezden gelebilirler.
Yatırımcılar bu riskten bir dengeleme ya da çeşitlendirme oluşturup ona sadık kalarak kurtulabilir. Doğru çeşitlendirilmiş bir portföy her zaman yatırımcıyı korur. Örneğin, bir şirkete bağlı kalmak yerine aynı veya daha yüksek potansiyel kazanç sağlayabilecek rakip şirket hisseleri veya farklı sektörlere ait şirket hisseleriyle çeşitlendirme yapılabilir.
Bu durum yalnızca hisse senedi yatırımcılarını ilgilendirmiyor. Hisse senedi yatırımı yapmasanız bile yatırımlarınızda portföy çeşitlendirmesi yapmanız sizi olası olumsuzluklara ve risklere karşı korur.
Genel olarak en iyi yaklaşım yatırımlarınızı derin araştırmalar sonucunda yapmak ve yatırımlarınız konusununda disiplinli olmaktır.