Hisse Senedi Piyasalarındaki Bir Sonraki Büyük Çöküşe Nasıl Hazırlanılır?
2009 yılından bu yana hisse senedi piyasalarında tutarlı bir artış eğilimi var. Ancak son günlerde ortaya çıkan düşüş belirtileri ve dokuzuncu yılına giren boğa piyasası ile birçok yatırımcı muhtemel bir borsa krizinin ortasında kalabileceğinden endişe ediyor.
Hisse senedi fiyatlarındaki düşüş daha ne kadar sürecek? Önde gelen küresel yatırım bankacılığı şirketi Goldman Sachs’tan Kane Brenan’a göre çok uzun süre değil. Üstelik Brenan, hisse senetlerinin yılın devamında daha iyi performans sergileyeceğini düşünüyoruz, diyor.
Fakat hisse senedi fiyatları yükselmeye devam etse bile, bu sadece piyasadaki olası bir çöküşün ertelendiği anlamına gelir. Zira mevcut şişirilmiş seviyelerdeki değerlemelerle muhtemel bir çöküş gelecekte kaçınılmaz olacaktır.
İşte kendinizi bir sonraki borsa krizine hazırlamak için yapabileceğiniz birkaç şey.
İçindekiler
Yeterli Miktarda Nakit Tutun
Küresel hisse senedi piyasalarında ortaya çıkacak bir sonraki kriz, hisse senedi satın almak için en uygun zaman olabilir. Çünkü böyle bir durumda önde gelen birçok şirketin hisse senedini daha ucuza satın almak mümkün olabiliyor.
Örneğin borsa 2008’de çöktüğünde, Apple’ın hisseleri ortalama 25 dolar seviyesine geriledi. Şirketin hisseleri şu anda 160 dolar seviyesinde işlem görüyor. Benzer şekilde, Alphabet (Google) yaklaşık 325 dolar seviyesine gerilemişti, şu anki hisse fiyatı 1.055 dolar seviyesinde.
Piyasadaki benzeri ucuzluklardan yalnızca yeterli paranız varsa yararlanabilirsiniz. Bu nedenle elinizin altında yeterli miktarda nakit bulundurmak, yalnızca büyük çöküş dönemlerinde değil, hisselerin ucuzladığı belirli dönemlerde de size fayda sağlayabilir.
Dünyanın önde gelen yatırımcıları buna zaten hazır.
Yakın tarihli bir basın bültenine göre, dünyanın en büyük finansal hizmetler şirketi olan Berkshire Hathaway, kasasında 109 milyar dolara yakın nakit para tutuyor.
Bu noktada, Berkshire’ın CEO’su Warren Buffett’ın çok başarılı bir değer yatırımcısı olduğunu ve şirketin düşük fiyatlardan topladığı varlıklar vasıtasıyla son derece kârlı bir hale geldiğini hatırlatmak elzem olacaktır. Değer yatırımcıları der ki, iyi bir şirket en kötü günde bile iyidir.
Planlamanızı İyi Yapın ve Portföyünüzü İnceleyin
Orta vadede bazı önemli finansal ihtiyaçlarınızı karşılamanız gerekebilir. Yakın dönemli ihtiyaçlarınızı portföyünüzdeki hisse senetlerinin bir bölümünü satarak karşılamayı planlıyorsanız, bu pek de iyi bir fikir olmayacaktır.
Piyasalar düştüğünde hisselerinizi satmanız gereken bir konumda olmak istemezsiniz. Söz gelimi, orta ya da daha kısa vadelerde hisse senedi piyasalarının aynı seviyede kalacağını düşünmemeniz gerekir.
Hisse senetlerini en az beş ya da planınıza uygun olarak daha uzun sürelerde elinizde tutmanız en doğru tercih olacaktır. Bu nedenle daha orta ve daha kısa vadelerdeki finansal ihtiyaçlarınızı karşılamak için alternatif planlamalar yapmayı önceden düşünmeniz gerekebilir.
Bununla birlikte, piyasalarda düşüş meydana geldiğinde çoğu yatırımcı ucuza hisse senedi toplamak için harekete geçer. Satın alınan her hisse pratik olarak olumlu bir getiri sağlar. Ancak büyük çöküşler söz konusu olduğunda, bazı hisseler diğerlerine kıyasla daha da kötüye gider.
Böyle bir durumda, portföyünüzde yüksek riskli hisse senetlerini bulundurmayı tercih etmeyebilirsiniz.
Bu nedenle portföyünüzü iyice inceleyin ve risk toleransınıza uygun olduğundan emin olun. Gerektiği durumlarda portföyünüzü yeniden dengeye getirin.
Portföyünüzde Altın Bulundurun
Sarı metal altın, kazanmak ya da sıklıkla parayı korumak niyetiyle yatırım yapılan bir araç. Yatırımcılar için “güvenli liman” özelliği taşıyor olması da onu kriz dönemlerinde ve piyasalardaki fırtınalı havalarda fazlaca duymamanıza neden oluyor.
Hisse senedi fiyatları düştüğünde, altın fiyatlarının yükseliş ihtimali yüksektir. Bunun gerçekleşeceğine dair bir garanti yok ama toplam portföyünüzün yaklaşık yüzde 5 ya da yüzde 10’unu değerli metale ayırmak iyi bir fikir olabilir.
Dünyanın önde gelen finans kuruluşlarından Lehman Brothers’ın Eylül 2008’deki iflası, küresel finans krizinin önemli bir aşamasına gelindiğine işaret etti. O tarihte, 888 dolar değerinde olan altın, hisse fiyatları düştükçe istikrarlı bir şekilde yükselmeye başladı.
Krizi takip eden üç yıl gibi kısa bir sürenin ardından, Ağustos 2011’de altın, yüzde 105’lik bir artışla 1813 dolar seviyesinde işlem gördü.
Fiziksel altını satın alma ve saklama sorununa girmek istemiyorsanız, yatırım yapmanın birkaç yolu var. Altın hesabı açarak bankalardan alım yapabileceğiniz gibi farklı bir seçenek olarak altın ağırlıklı yatırım fonlarına da yatırım yapabilirsiniz.
Yatırım Hedeflerinizi Unutmayın
Kabul edilemeyecek en kötü yaklaşım, piyasa çöktüğünde hisse senetlerini satmaktır. İkinci en kötüsü de, kayıplarınızı geri aldığınız an hisse senetlerini elden çıkaracağınıza söz vermenizdir.
Yatırımlarınızda hedeflediğiniz vade en az beş ila on yıl arasında olmalıdır. Hisse senedi fiyatları düştüğünde buna referans olması için yatırım planınızı önceden yazmanız iyi bir yol olabilir:
- Uzun vadeli hedeflerim neler?
- Piyasa düştüğünde, almaya devam mı edeceğim yoksa alımları durduracak mıyım?
- Ek yatırımlar yaparak daha düşük fiyatlardan yararlanmak istiyor muyum?
Yazılı bir yatırım planı, piyasa koşulları değiştiğinde başvurabileceğiniz bir kaynak sunar. Ayrıca duygusal kararlar vermenizi de önlemeye yardımcı olabilir.
Tabii bu kesinlikle aynı plana sadık kalmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Zira piyasadaki koşulların değişimine paralel olarak ihtiyaçlarınız da değişebilir ve belki yatırım planınızda bir değişiklik yapmanız gerekebilir.
Şöyle ki, portföyünüzde birkaç borsa yatırım fonu bulundurduğunuz bir durumu düşünün. Hepsi size iyi getiriler sağlıyor. Ama bazı fonların getirileri diğerlerinden çok daha iyi ve maliyetleri düşük. Öyleyse dikkatli bir inceleme yapmanız, yüksek maliyetli ve diğerlerinden daha düşük getirili fonları elemeniz mantıklı olabilir.
Portföyünüzü periyodik olarak incelemeniz kesinlikle gereklidir ancak piyasa düşüşe geçtiğinde bu daha da önem kazanır. Bu nedenle son incelemenizi yaptıktan sonra ihtiyaçlarınızın değişip değişmediğini düşünmeniz ve hesaba katmanız önemlidir.