Yatırımcılar Facebook’un Uzun Vadeli Geleceği Konusunda Endişelenmeli mi?
25 Temmuz 2018’de, Facebook (NASDAQ: FB) hisseleri tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşarak 217.50 dolardan kapandı ve bu halka arz fiyatına göre yüzde 450’den fazla bir kazancı temsil etti. O zamanlar bütün sosyal medya şirketlerine kıyasla Facebook en sağlam yatırım gibi görünüyordu.
Twitter (NYSE: TWTR) ve Snap (NYSE: SNAP) gibi diğer sektör devleri ise, hisse senedi fiyatlarının halka arzlarından bu yana düşerek iş modellerinin uygulanabilirliği konusundaki endişeleri yansıtıyorlardı. Ancak Facebook, pozitif ve istikrarlı bir şekilde artan kazanç, özsermaye karlılığı ve makul değerleme oranları elde etmişti. Ne yanlış gidebilir ki?
Aslında çok fazla şey. Yanlış giden çok şey oldu. Bildiğiniz gibi, 2018’de yaşanan Cambridge Analytica veri sızıntısı, bir dizi skandal ve iç güç mücadelesi Facebook hisselerinin geçen yıl boyunca düşmesine neden oldu.
Peki, tam olarak Facebook’ta neler oluyor? Yatırımcılar, şirketin uzun vadeli geleceği hakkında endişelenmeli mi?
Veri Sızıntıları
Facebook’un son sıkıntılarını anlatmak için veri sızıntılarıyla başlamamız gerekiyor.
Bir İngiliz siyasi danışmanlık şirketinin rıza göstermeyen milyonlarca Facebook kullanıcısının kişisel verilerini aldığı ve kullandığı Cambridge Analytica skandalı, en büyük ve en bilinen Facebook veri sızıntısı oldu. Ama sadece bununla kalmadı.
Cambridge Analytica skandalı nedeniyle etik ikilemler yaşayan birçok Facebook çalışanı, şirketin Instagram ve WhatsApp gibi diğer departmanlarına transfer edilmeyi talep etti. Talepleri geri çevrilen birçok çalışan istifa etti. Facebook çalışanlarının, bu etik baskıya dayanamadığı için istifa ettikleri iddia edildi.
Ayrıca, Reuters’ın haberine göre, bir proje kapsamında 260 kişilik bir ekibin, bütün Facebook gönderilerini tek tek analiz ettiği ve dahası gönderilen özel mesajların da bu analizlere dahil edildiği ortaya çıktı. Üstelik bu ekip Facebook çalışanlarından değil, harici çalışanlardan oluşuyordu.
Daha yakın bir zamanda, Daily Beast’ten bir gazeteci, özel kullanıcı verilerine erişimi olan bir Facebook çalışanının yardımıyla ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Nancy Pelosi’nin skandala neden olan videosunu oluşturup yayınlayan kişinin kimliğini deşifre etti.
Cambridge Analytica dışındaki diğer sızıntılar göreceli olarak küçük gelebilir, ancak genel olarak çok daha büyük bir sorun var: Facebook, 35.000’den fazla çalışanının hassas bilgilere erişimini kötüye kullanmasını önlemek için pek de bir şey yapmıyor.
Antitröst Soruşturmaları
Başka sosyal medya platformları var, ancak başka Facebook yok. Karşılaştırılabilir sayıda kullanıcıya sahip tek sosyal medya platformu, Instagram, ki o da bir Facebook iştiraki.
Facebook’un hakimiyeti ve milyarlarca insanın kişisel verileri üzerindeki kontrolü göz önüne alındığında, şirkete yönelik antitröst soruşturmaları pek de şaşırtıcı gözükmüyor.
Kısa süre önce, şirketin ortak kurucularından biri olan Chris Hughes, sosyal medya sektöründe rekabet ve hesap verebilirlik kazandırmak için Facebook’un bölünmesi gerektiğini söyledi.
Bu fikir iyiden iyiye düşünülüyor. Geçtiğimiz Pazartesi günü, ABD’nin Temsilciler Meclisindeki milletvekilleri, Facebook ve diğer büyük teknoloji şirketlerini bu anlamda izleyeceklerini açıkladılar.
Facebook hisseleri bu açıklamanın yapıldığı gün yüzde 7’den fazla değer kaybetti.
Hissedarların İsyanı
Tüm bu kargaşanın merkezinde, Mark Zuckerberg var. Geçen hafta, Facebook’un yıllık hissedar toplantısında, 35 yaşındaki Zuckerberg sahip olduğu hisseler nedeniyle şirketin büyük çoğunluğunu temsil etti.
Facebook’un B tipi hisse yapısı, Zuckerberg’i tek taraflı olarak kovmayı imkansız hale getiriyor. Hissedarların çoğunluğu onun gitmesini istemesine rağmen, Zuckerberg oyların kabaca yüzde 60’ını kontrol ettiğinden bu tür teklifleri tek başına veto edebiliyor.
Facebook hissesi kesinlikle iyi yönetiliyor ve makul bir değere de sahip. Bütün bunlarla birlikte şirket düşük fiyat kazanç oranı ve yüksek özsermaye karlılığına da sahip.
Ancak, daha fazla veri sızıntısı ihtimali, antitröst soruşturmaları ve hissedar isyanları riski göz önüne alındığında, rahatlıkla söylenebilir ki endişeler yersiz değil ve artık Facebook’tan daha fazla hisse almak için de pek iyi bir zaman değil.