Dünya Kupası Yatırımcılara Ne Öğretebilir?
Rusya’da düzenlenmekte olan 2018 FIFA Dünya Kupası, birçok şaşırtıcı maç sonu skoruyla uzmanlar da dahil olmak üzere tüm futbolseverleri hayretler içinde bıraktı. Peki, bu maç skorlarından yatırım dünyası ile ilgili dersler çıkarılabilir mi?
Tarihleri başarılar ile dolu ve güçlü kadrolara sahip ülkelerin kendilerinden güçsüz rakiplerine boyun eğdiği bir turnuvadan çıkarılacak sonuç şu olabilir; yatırımlarımızda sadece olması en muhtemel sonuca değil, tüm ihtimallere odaklanmalıyız. Futbolda güçsüz bir rakibin maçı kazanma ihtimali nasıl aslında düşündüğümüzden çok daha yüksekse, yatırımlarda da içgüdülerimizin bizi inanmaya ittiği o çok yüksek ihtimalle olacak şey yerine beklenmedik şeyler olması da o kadar yüksek bir ihtimaldir.
Şansın (futbol?) veya rastgeleliliğin (yatırım?) sandığımızdan daha önemli bir rol oynadığı bir dünyada yaşıyoruz. Portföyünüzü birkaç farklı senaryoya uyumlu hale getirmek, sınırlı sayıdaki isabetsiz tahmine bel bağlamaktan çok daha sağlıklı bir harekettir.
Futbol uzmanlarının turnuvanın görece güçsüz takımlarını hafife alıp tabiri caizse “dumura uğraması” herkesin ders çıkarması gereken bir durum. Söz konusu yatırım ve spor olunca bahsedilmesi gereken bir kitap var. Özünde bir yatırım kitabı olmayan, ama yatırımcılıkla ilgili okunabilecek en iyi kitaplardan biri. Paraya sıkışan bir beysbol takımı menajerinin oyuncuların istatistiklerine göz gezdirmek yerine onları derinlemesine inceleyerek kurduğu bir takımla başarıya ulaşmasını anlatan Michael Lewis imzalı Moneyball… Kitap 2011 yılında aynı adla, başrolde Brad Pitt’in oynadığı bir filmle sinemaya da uyarlandı. Kitapta menajer elindeki bir baltaya sap olamamış oyuncu kadrosu ile başarıya ulaşıyor çünkü bu oyuncular pek umursanmayan, böylece ucuza kadroya katılabilecek oyuncular… Aynı şekilde biz de elimizdeki veri ve piyasa rivayetleri arasındaki farka bakmalıyız.
Daha da ileri bir ders ise değişiklikler karşısında pragmatik olmak. Rusya turnuva öncesi maçlarda kötü bir performans sergilese de turnuvada başarılı bir oyun ortaya koydu, haliyle Rusya hakkındaki beklentiler de değişmeli (Rusya çeyrek finallerde turnuvanın finalisti Hırvatistan’a elendi). Aynı şekilde biz de yatırımcılar olarak elimizdeki bilgiyi geçersiz kılan yeni gelişmeler karşısında değişebilmeli, elimizdeki artık hiçbir değeri olmayan bilgiye inatçı bir biçimde tutunmayı bırakmalıyız.
Üçüncü dersimiz ise İngiltere teknik direktörü Gareth Southgate’in “rakibini iyi seç” özdeyişini uygulaması. Her maçtan galip ayrılmayı hedeflemek tabii ki bilgece bir davranış fakat bazı karşılaşmalar diğerlerinden daha iyidir. Aynı şekilde biz de potansiyel yatırımlarımızı seçerken bunu göz önünde bulundurmalıyız. Eğer yanılıyorsanız kaybedecekleriniz yanılmıyorsanız kazanacaklarınızdan fazlaysa o yatırıma olan inancınız ne kadar yüksek olursa olsun o yatırım iyi bir yatırım değildir. İngiltere, Japonya ile yaptığı zorlu maçtan son dakika golüyle galip ayrılan ve Brezilya karşısına çıkan Belçika’ya kaybetmişti. İlk Belçika maçında aslarını sahaya sürmeyip “savaşmamayı” seçen İngiltere teknik direktörü Gareth Southgate, bir sonraki maçta daha az dişli bir rakiple karşılaşıp daha dinç oyuncularla sahaya çıktı.
Pazar günü Fransa ve Hırvatistan arasında gerçekleşecek final karşılaşması ile son bulacak olan turnuva gerek şaşırtıcı sonuçları, gerekse yeni teknolojilerin getirdiği ilginç hakem kararları ile keyifli geçti. Yatırımlarda volatilite normal olunca daha güzel. Çok düşük volatilite dönemleri her ne kadar yatırımcılar için şevkatli olsa da kesinlikle ilginç değil, görüldüğü üzere yüksek volatilitenin getirdiği ilginç skorlar keyifli bir Dünya Kupası geçirmemize neden oldu.
Sözün özü, Dünya Kupası’ndan yatırımcılık ile ilgili öğrenilecek çok şey var; ve futbol da, yatırımcılık da görüşlerin gerçeklerden çok önyargılara dayalı olduğu bir belirsizlik ile dönüyor.
