Milyar Dolarlık Potansiyele Sahip Unicorn’ları Nasıl Buluruz?
Unicorn (‘tek boynuzlu’), değeri milyar doları aşan girişimleri ifade ediyor. Tek boynuzlu girişimler yüksek risk taşıyor ancak başarılı oldukları takdirde de muazzam kazançları beraberinde getirebiliyor.
Tek boynuzluların peşinden koşan birçok risk yatırımcısı, değeri kısa sürede 1 milyar doları aşan herhangi bir şirketin başarılı olması için gerekli olan tek unsurun sadece ulaşılan bu değerleme olmadığını biliyor. Zira tek boynuzluları güzel yapan muazzam değerler; öngörülen çılgınca kazançların yanı sıra her şeyi başlangıç noktasında sıfırlayabilecek büyük riskleri de yanlarında getiriyor.
Peki, bir yatırımcı olarak, tek boynuzluya dönüşecek bir girişimi nasıl buluruz? Bilmemiz gereken dikkate değer temel işaretler neler? Bir sonraki büyük tek boynuzlu nerede karşımıza çıkacak?
Yazı boyunca bu sorulara cevap bulmak ve esasen de bazı fikirleri paylaşmak için konuşalım.
Potansiyel milyar dolarlık bir şirketi yakalamak…
Şimdiye kadar gördüğümüz tek boynuzlu girişimlerin en belirgin ortak noktası, pazardaki açıklardan yararlanmak. Aynı zamanda faaliyet gösterdikleri pazarlarda hızlı bir şekilde benimsemeleri ve arkalarında deneyimli bir ekibin bulunması da diğer ortak noktalarından.
Değeri milyar dolarlara ulaşan ve tek boynuzlu girişimler arasında sınıflandırılan Uber ve Spotify’ın her ikisinin de pazarda hızla benimsenecek hizmetler sunduğunu ve açılan yerleri hızla doldurduğunu gördük.
Uber yolcular için ulaşım hizmeti veriyor. Bu hizmetin zaten yıllar önce taksiler aracılığıyla verildiğini düşünebiliriz ancak Uber’in yaptığı şey, hizmeti mobil uygulama haline getirerek basitleştirmek ve yolculuk maliyetlerini azaltmak oldu. Aynı zamanda sürücülerin kaydının tutuluyor olması da yolculara, bu hizmetin taksilere kıyasla daha güvenli olduğu izlenimi verdi.
Spotify da benzer bir iş yaptı. Dünyadaki neredeyse her şarkıyı/müziği popüler bir uygulama altında birleştirdi. Müzisyenlerin pek çoğu memnun olmasa da, o da maliyetleri azalttı. Spotify’ın kolay kullanımı, keşif özellikleri ve belki de meşhur “çalma listeleri” sayesinde tek bir satın alımla mobilde, bilgisayarda, arabada nerede olursa olsun ihtiyaç duyulan bir tüketici talebi cevapladı.
Bu iki muazzam şirketin pazardaki açıkları kapattığını söyledik fakat bu her zaman tek boynuzluların belirgin bir ihtiyaca cevap vereceği anlamına gelmiyor. Bu noktada pek çok şey yazılabilir ama tek bir söz bunun ne anlama gelebileceğini açıklıyor:
İnsanlar çoğunlukla siz onlara gösterene kadar ne istediklerini bilmiyorlar.
Steve Jobs
Sosyal ağ devi Pinterest buna en güzel örneklerden birisi. Çünkü Pinterest faaliyete geçmeden çok önce fotoğrafların paylaşılabileceği Facebook, Twitter gibi benimsenmiş sosyal ağlar zaten vardı. Hatta bu ağlar üzerinden Pinterest kitlesinin sıklıkla takip ettiği dekorasyon, moda, kendin yap gibi içeriklerin paylaşılacağı özel sayfalar hazırlamak dahi mümkündü. Ancak bu böyle olmadı. Pinterest kendi talebini yarattı.
Bir nevi ortaya bir hastalık çıkarmak ve aynı zamanda ilacını da üretmek gibi bir şey bu. Konuyu tek boynuzlu girişimlere bağlayacak olursak, sınırları çizili değil ve pekâlâ hemen her yerde karşımıza çıkmaları mümkün.
Yatırım ve çıkış için en iyi zamanı kestirmek…
Potansiyel milyar dolarlık bir şirkete erken aşamalı yatırımlar yapmak doğal olarak en yüksek riskleri beraberinde getiriyor. Örneğin 2003 senesinde Londra’da faaliyete geçen, banka ve finans kuruluşları için mobil uygulama geliştiren ve hatta Türkiye’de benzer alanda iş yapan Pozitron’u satın alan bir zamanların tek boynuzlusu Monitise, bir süre sonra çok hızlı bir çöküş yaşadı.
Monitise’ın değerinin yeterince kestirilememesi, likidite yaratmasına yardımcı olacak güçlü yönlerinin olmayışı ve muhtemelen de ekibin başarısızlığı bu çöküşe neden oldu.
Tek boynuz yatırımcıları, herhangi bir yatırım yapmadan önce girişimin iyice tanınması başta olmak üzere, şirketin fon toplama ve likidite yaratma kabiliyetinin güçlü gelişim işlevleri arasında bulunduğunu söylüyor. Bununla birlikte, bir girişimin güçlü bir ekip ve iş planına sahip olması da profesyonellerin tercih nedenleri arasında.
Hisse senetlerini seçerken hepimizin gayet iyi bildiği bir şey var: başarılı olan tüm şirketler sağlam bir finansal model gerektirir. Bu anlayış, tek boynuzlular için de geçerli. Elbette yeni başlayan tek boynuzluların bu modeli etkin bir şekilde işletebilmesi biraz zaman alabilir ki zaten büyük kazanç-risk ilişkisi de bu noktada anlam kazanıyor.
Tek boynuzlu girişimin sağlam bir finansal temele sahip olması durumunda, tolerans gösterilebilecek risk ölçütüne kadar er geç başarılı olacağı, ancak finansal temeli sağlam olmayan bir girişimin de tam aksine başarısız olacağı düşünülebilir.
Tek boynuzlu girişimleri bulmak…
Tek boynuzlu girişimler finans teknolojilerden sağlık alanına kadar hemen her yerde karşımıza çıkabilecek olsa da, bunu bu yolla tahmin etmek biraz güç. Fakat büyüyeceği öngörülen bazı alanlar bu konuda bize yardımcı olabilir.
Örneğin önümüzdeki beş yıl içinde blockchain, yapay zekâ ve nesnelerin interneti alanlarının devasa boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor. Öyleyse blockchain, yapay zekâ ve nesnelerin interneti muhtemelen önümüzdeki yıllar içinde milyarlarca dolarlık şirketler yani tek boynuzlu girişimler yaratabilir.
Nereye bakmamız gerektiği konusunda da bir yol haritası çıkarılabilir. Zira ABD ve Çin’in dünyanın en büyük teknoloji ekosistemleri ve en derin yetenek havuzlarına sahip lokasyonlar arasında yer aldığını biliyoruz. Bununla birlikte, kişi başına düşen GSYİH (ve tüketim) gelişmekte olan piyasalarda arttıkça, bu ülkelerden de sürpriz ve heyecan verici gelişmeler bekleyebiliriz.
Başarılı bir tek boynuz yatırımı, zamanla girişimin oturması ve hangi girişimlerin başarıya ulaşma şansının en yüksek olduğunu bilmekten geçiyor. Mesela bugün bir tek boynuzlu girişim olan SpaceX, her ne kadar vizyonuyla heyecan yaratsa da, gezegenler arası uzay yolculuğu planlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini görmek zorunda kalacağız.